GİRİŞ
İnsanlardaki kişilik yapısı ve yaratıcı düşünce ve eylem arasındaki ilişkileri inceleyen psikolojik araştırmalar bunlar arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ortaya koymaktadır. İnsanların belirli düşünce ve davranışları yalnızca aile, eğitim, okul ve kültürün bir fonksiyonu değildir. Kişinin çevresi ile olan haberleşmesini, tutum ve davranışlarını kişilik yapısı etkilemektedir. Birbirinin karşıtı gibi görünen iki tip kişilik yapısı, gerçekte tarihte otoriter-skolastik ve liberter-pragmatik kültürlerin oluşumunda temel bir rol oynamaktadır. Bunlar: Dogmatik-Otoriter ve Filozofik-Liberter kişiliklerdir. Bu kişilik yapılarının araştırmalar ile ortaya konan genel karakteristikleri , insanlık tarihinde ender gözlenen bir lider tipi olarak Atatürk'ün ve onun gerçekleştirdiği Türk Devrimi'nin psikososyal determinantlarının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Bu kişlik tiplerinin araştırmalarla belirlenen temel eğilimleri aşağıda özetlenmektedir.
Dogmatik - Otoriter Kişilikler | Filozofik – Liberter Kişilikler |
Geleneklere aşırı bağlıdırlar, yenilik denemeye çekinirler. Belirsizlik ve değişimden tedirgin olurlar | Deneye ve değişime karşı ilgi duyarlar, Pratik sonuçlara ağırlık verirler. |
Kendilerine güvenleri azdır. Engeller onların moralini azaltır. Çalışma ve başarma istek ve enerjilerini çabuk yitirebilirler. | Engellerden üzüntü duymazlar, kendilerine aşırı güvenirler. Enerji düzeyleri yüksektir ve yaratıcı çabaya aşırı ilgi duyarlar. Aşırı çalışabilirler. Zor ve karmaşık sorunları meydan okuma olarak kabul eder ve bunları çözmekten keyif alırlar. |
Filozofik ve estetik duyarlılıkları düşüktür. stereotiplerle ve doğru – yanlış, haklı - haksız, biz - onlar,.ileri-geri gibi iki boyutlu düşünürler, | Filozofik ve Estetik duyarlılıkları yüksektir. Sözcük kapsamları geniştir. Olguları çok boyutlu kavramlarla düşünebilirler. |
Çevrelerini kısıtlı kavramlarla algılarlar. Düşünce ve eylemde grup normlarını izlerler | Algılama şemaları esnektir, düşünce ve eylemde bağımsız davranırlar. |
Çevrenin norm ve değerleri ile ters düşmemeye özen gösterirler | Çevrenin norm ve değerlerinden çok kendi norm ve değerlerini izlerler. |
Çevrelerinin sorunlarına karşı ilgisiz ve kâyıtsızdırlar, | Çevrelerinin sorunlarını kendi sorunları gibi benimseler. Çevrelerine sorun gibi görünmeyen konularda da aşırı duyarlılık gösterebildikleri görülür. |
Ahiâklı davranmaya özen gösterirler ve ahlâk anlayışında; katı gelenekçidirler. Kendilerinin ahlâk dışı eğilimlerini algılamaz ve başkalarına yansıtırlar: | Ahlak anlayışında çevrelerinden farklı olabilirler. Her türlü katılık onlara aşılması gereken bir baskı olarak görülür. |
Otoriteye aşırı önem verirler, tahakküm ve otoriteyi ayımakta duyarsızdırlar. | Dışsal otoritelere karşı kuşkucudurlar, tahakküm ile otoriteyi ayırmakta belirli bir hassaslık sahibidirler. |
Sorumluluk yüklenmede ve risk almada pasifi davranırlar. | Risk almada cüretlidirler, sorumluluk arar ve yüklenebilirler. |
Başkalarına birey olarak önem vermezler, çevrelerini kurgulama ve sömürme eğilimindedirler, çevrelerinden de aynı davranışı beklerler. | İnsanları birey olarak algılar ve birey olarak iyi olduklarına inanırlar. Çevrelerinden olumsuz tavır beklemezler. |
Farklı duygu, düşünce ve değerlere karşı aşırı yadsıyıcıdırlar. Olumsuz fikir ve davranışları başkalarına; özellikle güçsüz ve azınlık durumda olanlara yansıtırlar; | Yabancılara, farklı gurup ve kültürlere anlayışlı ve dostça davranırlar. |
Kendi tutum ve davranışlarının benimseneceği grupları tercih ederler. | Uyuşumcu, gelenekçi tiplerden uzak dururlar. |
Özgür ve bağımsız davranma konusunda aşırı bir eğilimleri görülmez. Belirsizliklerin olmadığı güvenli bir ortam uğruna bağımsızlıklarından vazgeçebilirler. | Özgür ve bağımsız olma eğilimleri çok güçlüdür. Bağımsızlık ve özgürlük yanlısı oldukları halde benimsedikleri amaçların gerçekleşebilmesi için kendilerini disipline edip kısıtlayabilirler. |
Ait oldukları grubun normlarını aynen benimserler. | Davranışlarında esnek, yargılarında bağımsızdırlar. |
Çelişki, gerginlik ve belirsizlikten aşırı tedirgin olurlar. | Değişiklikten tedirgin olmaz, sürpriz kabul edebilirler. Çelişki, gerginlik ve belirsizliğe katlanabilirler. |
Enformasyonu kaynağı ile özdeşleştirirler. | Enformasyonun kendisini kaynağından bağımsız algılayabilirler. |
Baskı karşısında kendi görüş ve düşüncelerinden taviz verebilirler. | Baskıya karşı direnebilir, genellikle kendi sistemlerini izlerler. |
Kadın erkek ilişkilerini otorite ve tahakküm ilişkileri olarak görürler, bu nedenle cinselliğe karşı abartma eğilimleri olduğu hâlde bunu maskeler ve yansıtırlar. | Kadın-Erkek ilişkilerini temelde sevgi ve dostluk ilişkisi olarak görürler.Cinsel eğilimleri şefkatli ve abartısızdır. |
Zaman perspektifleri dardır. Kısa dönem optimizasyonları yaparlar. | Zaman perspektifleri geniştir. Genelde uzun dönem optimizasyonları yaparlar. |
Maddi (tangible) kazançları öncelikle benimserler. | Statü, imaj, başarı gibi maddi olmayan (intangible) kazançları maddi kazançlara tercih edebilirler. |
Stratejik ve taktik durumlar ve bunların trade-off edilmesinde yetersizdirler. | Stratejik kazançlar uğruna taktik kayıpları göze alabilirler. |
Soyut değerlerle, somut çıkarları karıştırırlar. Karşıt değerlere hor davranırlar. | Değerlere karşı saygı duyarlar ve karşıt değerleri de kendi değerleri gibi savunabilirler. |
Değer savunucularını , çıkar savunucusu olarak algılarlar | Çıkar savunanlara dikkatli ve hoşgörülü, değer savunanlara karşı saygılı davranırlar. |
Bu karakteristiklerin uç örneklere ait olduğu açıktır. Ayrıca yaratıcılık araştırmalarının en ilginç bulgusu, bu özelliklerin zeka ile ilişkili olmadığı sonucudur. Her iki tipten de yüksek zekalı kişilere raslanabilmektedir. Yüksek zeka ve yüksek yaratıcılık Atatürk, Cengiz Han; Hz Muhammed gibi tarih yapan liderlerde görülürken, düşük zeka ve düşük yaratıcılık, nörotik kriminal tipleri oluşturabilmektedir.
Genellikle insanlar genetik kalıtımlarının, çevrelerinin, eğitimlerinin, kendi deneyimlerinin, başarılarının ve başarısızlıklarının üzerlerinde bıraktığı etkiye göre her iki tipten davranış şekilleri gösterebilmektedir. Durgun ve suskun görünen insanların yaratıcı patlamalar yapabildiği, bazı flaş kişilerin de kendilerinden hiç beklenmeyecek bir pasifliğe gömülebildiği gözlenebilmektedir. Bu nedenle insanların büyük çoğunluğu dominant kültüre adapte olabilen gelenekçi-uyuşumcu tiplerdir.
Doç. Dr. Kutlu MERİH
Benzer Makaleler
Yaratıcılıkla İlgili Bazı Genel Bilgiler
Yaratıcı Liderlerin Temel Karakteristiği