Yaratıcılık Tanımları Nelerdir?

2017 | yaraticilik | Küçük

Yaratıcılığın tanımı geçmişten günümüze çok sorgulanmış ve bu konuda birçok tanım yapılmıştır.İnsanoğlunun, besin ve enerji kaynaklarının gittikçe yol olması, kirliliğin artması, bazı türlerin yok olması, ülkeler arasındaki çatışmalar gibi günümüz dünyasındaki belli başlı sorunları göğüsleyip onlara çözümler üretmesi gerekmektedir. Belli başlı bu sorunların hepsine çözümler bulmak, yüksek yeteneği ve insanoğlunun üretkenliğini gerektirir. Bu nedenle öğrencilerin yaratıcılığını geliştirmek günümüz eğitiminde öncelik taşımaktadır.

Yaratıcılıkla ilgili birçok tanım vardır, fakat herkesin kabul ettiği tek bir tanıma ulaşmak güçtür. Süreci incelemeye, potansiyeli belirlemeye veya gelişimi için stratejiler geliştirmeye ilişkin hemen hemen her atılımda, yaratıcılığı tanımlama dikkat çeken bir problem olmuştur. Sonuçta da yaratıcılık denen bu karmaşık düşünme süreci birçok değişik açıdan tanımlanmıştır (Callahan, 1978, s.l) SISK (1987) de yaratıcılığın birçok şekilde kavramlaştırılabileceğini ileri sürmüştür.

Bazıları yaratıcılığı üstünlükle aynı anlamda kullanmıştır. Bazıları onu duygularla ve duyuşsal gelişimle kısıtlamıştır; bazıları yaratıcılığın bir üründe ifade bulmasının gereğine ilişkin inançlarını dile getirmiştir (Clark, 1992, s.47). Böylece, icat ve keşif gibi ürün temel alınarak oluşturulmuş tanımlar vardır. Birey veya kültür için yeni bir şeyin üretimi hemen hemen bütün tanımlarda yer almaktadır. Bazı düşünürler yaratıcılığı uyum göstermeme ve alışılmış davranıştan ziyade, alışılmamış davranışı gerektirme şeklinde tanımlamışlardır. Bilim adamlarından bazıları "yaratıcı" teriminin çok ender ve Özel yetenek türleri için kullanılmasını ileri sürerken, diğerleri ise, bu terimi temelde sağlıklı bütün bireyler tarafından bir ölçüde sahip olunan genel yaratıcı yetenek için kullanılmasını savunmuştur (Torrance, 1974, s.8).

CLARK'ın (1992, s.47) aktardığına göre, GOWAN (1981) üstünlük ile yaratıcılık arasındaki ilişkiyi ilk önce kişisel ve kültürel yaratıcılık arasında ayırım yaparak tartışmıştır. Onun inancına göre, herkese kişisel yaratıcılık öğretilebilir, ancak kültürel yaratıcılık, yani başlıca keşifler ve yeni düşünceler üreten ve sonuçta insanoğlunun geleceğini kaçınılmaz şekilde değiştiren yaratıcılık şekli için üstünlük gereklidir. Üstünlüğü yaratıcılık için bir potansiyel olarak görmüştür. CLARK'a göre de yaratıcılık, zekâyı kullanmasına karşın, üstünlüğün ötesinde bir şeydir.

CLARK (1992, s. 47-48), yaratıcılığı tartışırken beyin/akıl işlevinin kategorilerini -düşünme, duygu, duyumsama, sezmeyi - kullanır. Tek başına sadece bir kategorinin işlev halinde olması durumunda birey yaratamaz. Yaratıcılık bütün işlevlerin sentezini, hatta bundan da ötesini içerir.

 Literatür incelendiğinde, yaratıcılığın daha çok rasyonel düşünme yönü üzerinde durulduğu görülür. CLARK'ın (s. 49) aktardığına göre, PARNES (1967) "Yaratıcılık, bilgi, hayâl gücü ve değerlendirme-nin bir işlevidir" (s.6) der. İlgili süreçler olarak gerçekleri bulma, problem bulma, düşünce bulma, çözüm bulma ve onay bulmayı ileri sürer.

GUILFORD (1959) "... düşünme akıcılığı ve düşünme esnekliği, aynı zamanda özgünlük, problemlere duyarlık, yeniden tanımlama ve zenginleştirme...birden çok sonuca götüren düşünme yetenekleri grubunda sınıflanabilir" (s. 160) diyerek yaratıcılığın tanımında yetenekler üzerinde durmuştur.

CLARK, (1992, S.56), yaratıcılığı duygusal açıdan ele alanların mutlu olma ve kendini gerçekleştirme yetenekleri üzerinde yoğunlaştıklarını ileri sürer. Örneğin, MASLOW(1959) "kendini gerçekleştirici yaratıcılık"tan   bahseder.

ROGERS (1959) "Yaratıcılığın başlıca nedeni, insanın kendini gerçekleştirme eğilimidir..." (s. 72) der.

CLARK'a (1992, s.60) göre, yaratıcılığın fiziki hissetme (sensing) boyutu beceriyle ilgilidir ve yetenekli yaratıcının ürününü, sanat tarzını ve alanını içerir.

ROGERS (1959) bu tür yaratıcılığı "bir taraftan bireyin tek oluşundan, diğer taraftan malzemelerden, olaylardan, insanlardan veya yaşamındaki koşullardan kaynaklanan yeni, rasyonel bir ürünün ortaya çıkışı" (s. 71). olarak betimler.

MAY (1959) ise, "Yaratıcılık yeni bir şeyin doğmasını sağlamaktır... ruh sağlığının en yüksek derecesinin göstergesi olarak...normal insanın kendini gerçekleştirme davranışındaki ifadesidir" (s. 57, 58) der

CLARK'a (1992, s. 61) göre, yaratıcılığın sezgi boyutu dikkate alındığında, olayların büyük bir kısmının ancak yaşanarak anlaşılabileceği ve rasyonel sözel açıklamaların onları ifade edemeyeceği görüşü ağır basar. CLARK'ın ANDERSON'dan (1962) aktardığına göre, yaratıcı ürün hiçbir zaman aklın rasyonel durumunun bir ürünü değildir.

Yaratıcı düşünmenin ölçümü, daha Önceki araştırmalarda da olduğu gibi, yaratıcılık testleri içinde kullanım alanı en yaygın olan Torrance Yaratıcı Düşünme Testi (Torrance Tests of Creative Thinking) aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Bu teste temel oluşturan TORRANCE'ın (1974b) yaratıcı düşünme tanımı

"Sorunlara, yetersizliklere, bilgideki boşluklara, eksik elemanlara, uyumsuzluklara, düzensizliklere v.b.lerine duyarlı olma; güçlükleri belirleme, çözümler arama, yetersizliklere ilişkin tahminlerde bulunma veya hipotezler oluşturma: bu hipotezleri sınama, yeniden sınama, revizyondan geçirerek yeniden sınama, ve en sonunda sonuçları iletme süreci" (s. 8) şeklindedir. Bu tanım doğal insan sürecini betimler. TORRANCE'a göre sürecin her aşamasında insan ihtiyaçları söz konusudur. Eğer eksiklik veya uyumsuzluk hissedersek, gerginlik ortaya çıkar.    Rahatsız oluruz ve bu gerginlikten kurtulmak isteriz.    Öğrenilmiş davranış şekilleri yetersiz kaldığı için, araştırarak, tanı koyarak, idare ederek ve tahmin ve değerlendirmeler yaparak, sıradan ve aşikar çözümlerden kaçmayı denemeğe başlarız. Tahminler veya hipotezler sınanana, değiştirilene ve yeniden sınanana dek, kendimizi hâlâ rahatsız hissederiz. Bu gerginlik keşfimizi bir başkasına iletene kadar devam eder.

Bu tanım, bu konuyla ilgili tarihçeyle uyum içindedir ve bilimsel, sanatsal, edebi, dramatik ve bireyler arası yaratıcılığa uygulanabilir görünmektedir.

Yaratıcı düşünmenin dört boyutu, Akıcılık, Esneklik, Özgünlük ve Zenginleştirmedir.

Akıcılık, üretilen uygun düşünce sayısıdır. Esneklik, farklı kategorilere giren düşünce üretme yeteneğidir. Özgünlük, eşsiz, rastlanmayan akıllı düşünceler yaratma yeteneğidir. Zenginleştirme ise, düşünceyi tamamlayarak geliştirme, ayrıntılar ekleme yeteneğidir.

 
Prof.Dr.Ümit Davaslıgil



  FACEBOOK YORUMLARI