Herkes İçin Eğitim Dünya Beyannamesi

Temel öğrenme gereksinimlerinin karşılanması konusundaki 1’inci maddesinde, “Her insan -çocuk, genç, yetişkin- kendi temel öğrenme gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanmış eğitim olanaklarından yararlanabilmelidir. Bu gereksinmeler; hem temel öğrenme araçlarını, hem de insanların varlıklarını sürdürmek, kapasitelerini sonuna kadar geliştirmek, onurlu bir biçimde yaşamak ve çalışmak, kalkınmaya her alanda katılmak, yaşam standartlarını yükseltmek, bilgili kararlar vermek ve öğrenmeyi sürdürmek için gerek duydukları temel öğrenim içeriğini (bilgi, beceri, değerler ve tavırlar gibi) kapsar.” ifadesi yer almaktadır. Beyanname, bu madde ile eğitimin en temel ilkesi olan bireysel öğrenme özelliklerinin dikkate alınmasını öngörmektedir. Ayrıca “öğrenmeyi sürdürme” ifadesinden, bireysel yeteneklere göre verilecek eğitsel hak ve imkânların kısa bir dönem için değil, bütün eğitim yaşamı boyunca sunulması gerektiği anlamı çıkmaktadır. Dolayısıyla üstün yetenekli çocuklara hem bugün hem de gelecekteki yaşam kalitelerini etkileyen eğitim süreçlerini devam ettirebilmeleri için sağlanacak hizmetlerin sürekliliğinin olması gerekmektedir.

Görüş oluşturmayla ilgili 2’nci maddede, “Herkes, temel öğrenme gereksinimlerine hizmet etmek, mevcut durumlarıyla temel eğitim vaatlerini yinelemekten daha fazlasını gerektirmektedir. Gerekli olan, yürürlükteki uygulamaların en iyisi üzerine inşa edilmekle birlikte, mevcut kaynak düzeylerini, kurumsal yapıları, müfredat ve geleneksel hizmet sistemlerini aşan ‘genişletilmiş bir görüş’ oluşturmaktır.” ifadesi yer almaktadır. Bu maddede belirtilen “herkesin temel öğrenme gereksinimlerine hizmet etmek” ifadesi ile akranlarından farklılık gösteren ve özel eğitime gereksinimi olan çocuklara dolayısıyla da üstün yetenekli çocukların eğitsel ihtiyaçlarına vurgu yapılmaktadır.
Temel eğitim araçlarını artırmak ve eğitimin kapsamını genişletmek konusundaki 5’inci maddesinde, “Çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin temel öğrenme gereksinimlerinin çeşitliliği, karmaşıklığı ve değişken yapısı, temel eğitimin kapsamını genişletilmesini ve sürekli olarak yeniden tanımlanmasını gerektirmektedir. Gençlerin temel öğrenme ihtiyaçları çeşitlilik gösterir ve çeşitli sistemler aracılığıyla karşılanması gerekir.” ifadesi yer almaktadır. Bu madde ile bireyin kendisini geliştirmesini sağlayan farklı zamanlardaki farklı öğrenme gereksinimlerini karşılayan esnek ve yenilikçi bir eğitim anlayışına vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla üstün yetenekli çocukların ileri, karmaşık ve çeşitli entelektüel çalışmalarda bulunmalarına fırsat tanıyan bir sistem öngörülmektedir.

Öğrenme ortamını zenginleştirme konusundaki 6’ncı maddesinde, “Çocukların öğrenme ortamını genişletecek bilgi ve beceriler yetişkinler için hazırlanan öğrenme programlarıyla bütünleştirilmelidir.” ifadesi yer almaktadır. Maddede üstün yetenekli çocukların bireysel ihtiyaçlarına, özelliklerine, ilgilerine ve yeteneklerine uygun; hızlandırılmış, zenginleştirilmiş ve farklılaştırılmış eğitim programlarının gerekliliğine vurgu yapılmaktadır.


Destekleyici bir politika geliştirmek konusundaki 8’inci maddesinde, “Bireyin ve toplumun geliştirilmesinde temel eğitim ihtiyacının tam olarak sağlanması gerektiğini ve kalkınmayı olanaklı kılmak için toplumsal, kültürel, ekonomik sektörler arasında destekleyici politikalara gerek vardır.” ifadesi yer almaktadır. Madde ile önemli bir insan kaynağı olan üstün yetenekli çocukların ticari yaklaşımdan uzak bir şekilde yönetilebilmesi için bilgi birikimine ve işin felsefesine uygun sürdürülebilir bir politikanın gerekliliği öngörülmektedir.
Kaynakların harekete geçirilmesi konusundaki 9’uncu maddesinde, “Herkesin temel öğrenme ihtiyaçları geçmişte olduğundan daha geniş kapsamlı olarak karşılanacaksa, mevcut ve yeni mali kaynakların (kamu, özel ve gönüllü) harekete geçirilmesi zorunlu olacaktır.” ifadesi yer almaktadır. Bu maddede üstün yeteneklilerin eğitiminde toplumun bütün kesimlerinin (devlet, üniversite, özel sektör, sivil toplum kuruluşları vb.) katkıda bulunabileceği bir yapılanma ve ortak kaynakların harekete geçirilmesinin gerekliliğine dikkat çekilmektedir.


Ulusal Mevzuat
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Uluslararası birçok belgede ifadesini bulan çocuğun yüksek yararı kavramı Anayasa’mızın 41’inci maddesine 12.09.2010 tarih ve 5982 sayılı değişiklik ile eklenmiştir. 42’inci maddesinde ise kimsenin, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, devletin, maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapacağı ve durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alacağına değinilerek özel eğitime ihtiyacı olan bireylerle ilgili devlete tedbir alma yükümlülüğü getirilmektedir.

1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu


14/06/1973 tarihli 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri adlı ikinci bölüm başlığı altındaki Genellik ve Eşitlik, Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları, Yöneltme, Eğitim Hakkı, Fırsat ve İmkân Eşitliği kenar başlıklarını taşıyan maddeleri aşağıdaki gibidir:
I- Genellik ve Eşitlik:
Madde 4- Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
II- Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları:
Madde 5- Millî eğitim hizmeti, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenlenir.
III- Yöneltme:
Madde 6- Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler.
IV- Eğitim Hakkı:
Madde 7- İlköğretim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır.
İlköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar.
V - Fırsat ve İmkân Eşitliği:
Madde 8- Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır.
Maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyla parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır.
Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.
Görüldüğü üzere Kanun’un 5’inci maddesinde “millî eğitim hizmetinin vatandaşların kabiliyetleri doğrultusunda düzenleneceği”, 6’ıncı maddesinde de “fertlerin eğitim süresince ilgi, istidat, kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda eğitim almaları” gerektiğinden söz edilmektedir. Anılan Kanun’un ilkelerinden anlaşılacağı üzere ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki üstün yeteneğe sahip çocukların bu kapasite ve yeteneklerinin tespiti ile bunları geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak devletin görevidir. Devlet bu görevinin ifası sırasında üstün yetenekli çocuklara ihtiyaçları doğrultusunda her türlü desteği sağlamalı, eğitim ve öğretim hizmetlerini buna göre tasarlamalıdır.

Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname


25/08/2011 tarihli 28054 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Görevler” kenar başlıklı 2’nci maddesinin “e” bendinde, Millî Eğitim Bakanlığına, özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek görevi verilmiştir.

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu
11/04/2012 tarihli 28261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6287 sayılı Kanun’un çerçeve 14’üncü maddesi ile Yükseköğretim Kanunu’nun 45’inci maddesi değiştirilmiştir. İlgili maddenin değişik ‘g’ bendinde “Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre, belli sanat ve spor dallarında üstün kabiliyetli olduğu tespit edilen öğrenciler ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunca tespit edilen uluslararası bilimsel yarışmalarda ödül kazanan öğrenciler, ilgili dallarda eğitim yapmak kaydıyla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

 Güzel Sanatlar Alanındaki Mevzuat
16 Nisan 1929 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun, Millî Eğitim Bakanlığınca zorunlu hizmet karşılığında yurt dışına lisans ve lisansüstü düzeyinde öğrenime gönderilen ve masrafları Bakanlık veya ilgili kurumlarca karşılanan resmî burslu öğrencileri kapsamaktadır. Bu Kanun, doğrudan üstün yetenekli çocukları kapsamamaktadır.
Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte, sanatçı yetiştirme amacıyla yapılan girişimlerden biri de farklı sanat dallarında eğitim görmek üzere yurt dışına öğrenci gönderilmeye başlanmasıdır. Üstün yetenekli çocuklar için 12 Temmuz 1948 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5245 sayılı “İdil Biret ve Suna Kan’ın Yabancı Memleketlere Müzik Tahsiline Gönderilmesine Dair Kanun” çıkarılmıştır. Olağanüstü yetenekli bu çocukların yurt dışında eğitimlerini sürdürmeleri için çıkartılan bu kanundan yararlanan İdil Biret ve Suna Kan, Fransa’ya Paris Konservatuarı’na gitmişlerdir. Anılan Kanun, 6660 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.
1956 yılında 6660 sayılı “Güzel Sanatlarda Fevkalâde İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun” çıkartılmıştır. Anılan yasayla birlikte kapsam genişletilmiş; yalnızca müzik alanında değil, güzel sanatların diğer alanlarında da üstün yetenek gösteren çocukların yurt dışına gönderilmesinin önü açılmıştır. Kanun’un 1’inci maddesine göre; güzel sanatlarda üstün yetenek gösteren çocukların yurt içinde ya da yurt dışında yetiştirilmesinde, ilgili komisyonun tespit ve teklifi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Bu komisyon; Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) ile Ankara Devlet Konservatuarı (Hacettepe Üniversitesi) Müdürleri, bu kurumların uzman öğretmenleri arasından seçilecek üçer kişi ile fonetik ve plastik sanatlar alanında tanınmış kişiler arasından Millî Eğitim Bakanlığınca seçilecek iki uzmandan oluşmaktadır.

6660 sayılı Kanun’a dayanılarak 1963 yılında çıkarılan “Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkındaki Yönetmelik” çerçevesinde söz konusu alanlarda üstün yetenek gösteren çocukların tespiti, başvuru işlemleri, eğitimleri ve yurt dışına gönderilmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Yönetmelik’in 4’üncü maddesinde, “fevkalade istidatlı (üstün yetenekli) çocuklar” sözü ile çok üstün bir kabiliyet gösteren ve ileride ülkemizi sanat alanında uluslararası alanda temsil edebileceği umulan çocukların kastedildiği belirtilmiştir.
Yönetmelik’e göre üstün yetenekli çocukların 6660 sayılı Kanun’dan yararlanabilmeleri için izlenmesi gereken süreç şu şekildedir;
• Müzik icracılığında 12, kompozisyon ve plastik sanatlarda 14 yaşını geçmemiş olmaları gerekir. Bu yaş sınırını aşmış çocuklar için yapılacak başvurular kabul edilmez (Madde 5).
• Komisyonca, Kanun’un kapsamına girebileceği umulan ve gelişme ihtimali üzerinde durulan çocuklar, yaş sınırı içinde kalmak kaydı ile komisyonun daveti üzerine bir defa daha gözlemlenebilir.


• Başvuruda bulunan çocuklar hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi ya da daha önce verilmiş olumlu bir karar gereğince öğrenimine devam etmekte olan bir çocuğun Kanun kapsamından çıkarılması Komisyondan on üyenin oyu ile gerçekleşir.

1963 tarihli Yönetmelik, üstün yetenekli çocukların belirlenmesiyle görevli Komisyona ilişkin olarak;

• Üyelerin ilgili branşlarda en az 10 yıllık deneyime sahip olmaları gerektiğini,

• Toplantıların yılda en az 6 defa yapılacağını,

• Yurt dışı ve yurt içindeki kurumlar ve yetiştirici uzmanlarla ilişkilerini Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü yoluyla yürüteceğini,
• Çocukların eğitimlerine ilişkin durumun izlenmesi amacıyla üyelerin bir ya da bir kaçını yurt içi ya da yurt dışında görevlendirmeye; ilgili ülkedeki yetiştirici eğitmenlerden çocuğun öğrenimine ilişkin rapor talep etmeye, hatta eğitmeni ülkemize çağırmaya yetkili olduğunu,

• Eğitimini zorlayıcı bir sebep bulunmaksızın belirli süreleri içinde tamamlayamayan çocuğu geri çağırmaya yetkili olduğunu,

• Öğrenimi esnasında çocuğun katılacağı tüm konser, gösteri, sergi, festival, yarışma vb. etkinliklere izin verme konusunda tek yetkili olduğunu düzenlemiştir.

Yönetmelik’in 10’uncu maddesi, çocukların ve refakatçilerin sağlık durumlarına; 12’nci madde, yarışmalardaki başarılarının ödüllendirilmesine; 13 ve 14’üncü maddeler ise çocuklara ve refakatçilerine verilecek aylığın ve kiralanacak konutun kullanılmasına ilişkin düzenlemeler içermektedir.

1968’den sonra 6660 sayılı Kanun’un uygulanamadığı, hâlen yürürlükte olmasına rağmen dönemin Millî Eğitim Bakanlığının ve sonraki yıllarda da Kültür Bakanlığının Kanun’da yetkilendirilen Komisyonu kurmadığı için Kanun’un kendiliğinden işlemez hâle geldiği görülmektedir.

1970’li yıllara gelindiğinde, özellikle yetenekli piyano öğrencilerinin artması karşısında yasanın işletilememesinin yarattığı boşluğu farklı bir yöntemle giderebilmek amacıyla, Mithat Fenmen ile İlhan Baran’ın öncülüğünde, üstün yetenekli çocukların Ankara Devlet Konservatuvarında hızlandırılmış yoğun eğitime alınması ve çeşitli burslarla yurt dışına gönderilmelerine olanak sağlanmıştır.

İlköğretim Kurumları Yönetmeliği
27/08/2003 tarihli 25212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Yönetmelik’in “Genel İlkeler” kenar başlığını taşıyan 6’ncı maddesinde özel eğitime muhtaç öğrencilere yönelik aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir.
• İlköğretim kurumlarında herkese imkân ve fırsat eşitliği sağlanır. Ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilere, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacıyla parasız yatılılık ve bursluluk imkânları sağlanır. Özel eğitim gerektiren ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel önlemler alınır.
• Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerini sürdürmeleri esastır. Bu öğrenciler eğitimlerini akranları ile birlikte aynı sınıfta sürdürebilecekleri gibi okulların bünyesinde açılacak özel eğitim sınıflarında da sürdürebilirler. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamalarında özel eğitim ile ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.

Yönetmelik’in 49’uncu maddesinde yaşıtlarından farklı öğrenme hızına sahip öğrenciler için sınıf atlama imkânından bahsedilmiştir. Madde kapsamında, bulunduğu sınıf düzeyinin üstünde olan öğrenciler okulda kurulan sınav komisyonunca yapılacak sınavı geçtikleri takdirde, bir sefere mahsus olmak üzere, bir üst sınıfa devam etme hakkı kazanmaktadırlar. Anılan maddenin sağladığı sınıf atlama imkânından üstün yetenekli birçok öğrencinin faydalandığı bilinmektedir. Yönetmelik’in ‘‘Sınıf Yükseltme’’ kenar başlıklı 49’uncu maddesinde yapılan değişiklik 21/07/2012 günlü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.


Sınıf Yükseltme
İlgili Yönetmelik’in sınıf yükseltmeye ilişkin 49’uncu maddesi şu şekildedir: “Madde 49- (Değişik fıkra: RG-21/7/2012-28360) İlkokullara devam eden
öğrencilerden beden ve zihince gelişmiş olup bilgi ve beceri bakımından sınıf düzeyinin üstünde olanlar, sınıf/şube rehber öğretmeni ve varsa okul rehber öğretmeninin önerisi ile velinin görüşü alınarak öğretim yılının ilk ayı içinde sınıf yükseltme sınavına alınırlar. Başarılı olanlar bir üst sınıfa yükseltilirler.
Bu sınav, okul müdürünün başkanlığında sınıf öğretmeni ve bir üst sınıfın öğretmeniyle varsa okul rehber öğretmeninden oluşan komisyon tarafından yapılır. Okulda bu komisyonu oluşturacak sayıda öğretmen bulunmaması durumunda, sınavın yapılacağı yer ile sınav komisyonu, okulun bağlı bulunduğu il/ilçe Millî Eğitim Müdürlüğünce belirlenir.
(Değişik fıkra: RG-24/12/2008-27090) Sınav sonucu tutanakla tespit edilir. Bu tutanak, okul yönetimince öğrenci işleri dosyasında saklanır. Başarılı olanların durumu e-okul sistemine işlenir.


Sınıf yükseltme sınavına değişik sınıflarda olmak üzere birden fazla da girilebilir. Ancak sınıf yükseltme bir kez yapılır.”
Yönetmelik’in 114’üncü maddesinin “c” bendinde Öğrenci Davranışlarını Değerlendirme Kurulu’nun görevlerinden bahsederken özel yeteneği belirlenen öğrencilerin alanlarıyla ilgili gelişimlerini sağlayacak tedbirleri almayı kurulun görevleri arasında saymaktadır.

İlköğretimde Yöneltme Yönergesi
İlköğretimde Yöneltme Yönergesi’nin 10’uncu maddesinin “i” bendinde, özel eğitime muhtaç çocuklara uygun bir yönlendirme yapılmadığı durumlarda yaşanabilecek

olumsuz durumları engellemek amacıyla rehberlik ve psikolojik danışma servislerine duyulan ihtiyacın önemi vurgulanmaktadır. Bu maddeye göre üstün yetenekli öğrenciler ile özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin belirlenmesi ve yöneltilmelerinin sağlıklı yapılabilmesi için öğrencinin okulundaki rehberlik ve psikolojik danışma servisiyle, bunun olmaması durumunda okulun bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezi ile iş birliği yapılacağı ifade edilmektedir.

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği
31/07/2009 tarihli 27305 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik, 14/06/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 29’uncu maddesi ile 30/04/1992 tarihli ve 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a dayanılarak hazırlanmıştır.
Yönetmelik ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel ortaöğretim okul veya kurumlarında; eğitim, öğretim, yönetim, görev ve hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili usul ve esaslar düzenlenmektedir.


Yönetmelik’te ayrıca özel eğitim gereksinimi olan öğrencilere bireyselleştirilmiş eğitim programının hazırlanmasıyla ilgili ifadelere yer verilmiştir. Yönetmelik’in 9’uncu maddesi, Bakanlıkça hazırlanan eğitim programları esas alınarak, özel eğitim alması gereken öğrencilere ilgi, istek, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) hazırlanacağı belirtilmektedir.


Aynı Yönetmelik’in Destek Eğitim Odası kenar başlıklı 72’nci maddesinde kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerine devam eden öğrenciler ile üstün yetenekli öğrencilere ihtiyaç duydukları alanlarda destek eğitim hizmetleri verilmesi için, okulun bünyesinde, destek eğitim odası açılmasına ilişkin açık bir ifade yer almaktadır.

573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği
06/06/1997 tarihli 23011 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin amacı, özel eğitim gerektiren bireylerin Türk Millî Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda, genel ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmelerini sağlamaya yönelik esasları düzenlemek olarak açıklanmıştır. Kanun Hükmünde Kararname, özel eğitim alması gereken bireyler ile onlara doğrudan veya dolaylı olarak sunulacak eğitim hizmetlerini; hizmetleri sağlayacak okul, kurum ve programları düzenlemektedir.


Kararname’ye dayanılarak; özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin, Türk millî eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda genel ve mesleki eğitim görme haklarından yararlanabilmelerini sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenleme amacıyla 31/05/2006 tarihli 26184 sayılı Resmî Gazete’de Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmelik’in “Tanımlar” kenar başlıklı 4’üncü maddesinde üstün yetenekli birey, özel eğitim ihtiyacı olan birey, destek eğitim odası gibi tanımlara yer verilmiştir. Buna göre yönetmelikte geçen;


• Destek eğitim odası: Kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerine devam eden öğrenciler ile üstün yetenekli öğrencilere ihtiyaç duydukları alanlarda destek eğitim hizmetleri verilmesi için düzenlenmiş ortamı,

• Özel eğitime ihtiyacı olan birey: Çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireyi,

• Üstün yetenekli birey: Zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren bireyi,
ifade etmektedir.

Yönetmelik’in 6’ıncı maddesinde özel eğitimin temel ilkelerinden, 28’inci maddesinde destek eğitim odasından, 43’üncü maddesinde üstün yetenekli bireylerin eğitimi için açılan kurumlardan bahsedilmektedir.


Yönetmelik’in belirtilen maddeleri şu şekildedir:


Özel eğitimin temel ilkeleri
“Madde 6- (1) Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda özel eğitimin temel ilkeleri şunlardır;
Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireyler; eğitim ihtiyaçları, ilgi, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.

Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimine erken yaşta başlanır.
Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.…

Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin bireysel yeterlilikleri ve tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri dikkate alınarak, bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilir ve eğitim 1 31/05/2006 tarihli ve 26184 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği” EK III’de yer almaktadır.

programları bireyselleştirilerek uygulanır.
Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır(23).”
Destek eğitim odası açılması


“Madde 28- (1) Okul ve kurumlarda, yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta eğitimlerine devam eden özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler ile üstün yetenekli öğrenciler için özel araç-gereçler ile eğitim materyalleri sağlanarak özel eğitim desteği verilmesi amacıyla destek eğitim odası açılır.

(2) Destek eğitim odasında eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır.

Destek eğitim odaları, özel eğitim hizmetleri kurulunun önerisi doğrultusunda millî eğitim müdürlükleri tarafından açılır.

Destek eğitim alacak öğrenci sayısına göre okulda veya kurumda birden fazla destek eğitim odası açılabilir.

Destek eğitim odasında yürütülecek eğitim hizmetlerinin planlaması okul yönetimince yapılır.

Destek eğitim odasında eğitim alacak öğrenciler, BEP geliştirme biriminin önerileri doğrultusunda rehberlik ve danışma hizmetleri yürütme komisyonunca belirlenir. Her öğrencinin ihtiyacı doğrultusunda ve azami ölçüde bu eğitimden yararlanması sağlanır.

Öğrencinin destek eğitim odasında alacağı haftalık ders saati, haftalık toplam ders saatinin % 40’ını aşmayacak şekilde planlanır.

Destek eğitim odasında öğrencilerin eğitim performansları dikkate alınarak birebir eğitim yapılır. Ancak, gerektiğinde eğitim performansı bakımından aynı seviyede olan öğrencilerle grup eğitimi de yapılabilir.

Destek eğitim odasında, öğrencilerin eğitim performansı ve ihtiyaçları, yetersizlik türüne uygun araç-gereç ve eğitim materyalleri bulunur.

Destek eğitim odası açılan okullarda öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarına göre görme, işitme, zihinsel engelliler sınıf öğretmenleri öncelikli olmak üzere, gezerek özel eğitim görevi yapan öğretmen, sınıf öğretmeni ve alan öğretmenleri görevlendirilir. Destek eğitim odasına öncelikle okulun öğretmenlerinden olmak üzere RAM’da görevli öğretmenler ya da diğer okul ve kurumlardaki öğretmenler görevlendirilir.

Öğrencinin genel başarı değerlendirmesinde, destek eğitim odasında yapılan değerlendirme sonuçları da dikkate alınır.

Destek eğitim odasında verilen destek eğitim hizmetleri okulun veya kurumun ders saatleri içinde yapılır.

Destek eğitim odasının okul veya kurum içindeki yeri, öğrencilerin yetersizlik türü dikkate alınarak belirlenir.

Üstün yetenekli bireylerin eğitimi amacıyla açılan kurumlar
“Madde 43- (1) Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla Bakanlıkça gündüzlü özel eğitim kurumları açılır.

(2) Bu kurumlarda eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır:

Bireysel eğitim-öğretim yapılması esastır.

Üstün yetenekli öğrencilerin eğitiminde, sosyal ve duygusal gelişim bütünlük içerisinde ele alınır.

Kurumdaki eğitim-öğretim etkinlikleri, öğrencilerin devam ettikleri örgün eğitim kurumlarındaki programlara destek olacak şekilde planlanır ve yürütülür.

Öğrencilerin özel yetenek alanlarıyla ilgili örgün eğitim kurumlarında izledikleri program ile kurumdaki yapacakları çalışmalar arasında paralellik sağlanır.

Öğrencilere, geleceğe yönelik düşünme, tahminlerde bulunma ve bunları tartışarak çalışmalarına yansıtma becerileri kazandırılır.

Eğitim-öğretim etkinlikleri öğrencileri dıştan yönelimli ve yönetimli bir disiplin ile denetim yerine içten odaklı disiplin ve denetim anlayışını geliştirmeye yönelik olarak düzenlenir.
Öğrencilere, kapasiteleri ölçüsünde benlik gelişimi ve iletişim becerileri kazandırılır.

Öğrencilerin, liderlik, yaratıcı ve üretici düşünme yetenekleri, ulusal ve toplumsal bir anlayışla ülke kalkınmasına katkıda bulunacak şekilde geliştirilir.

Öğrencilere, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma becerileri kazandırılır.

Öğrencilere, öğrenme, araştırma, problem çözme ve bağımsız karar verme becerileri kazandırılır.

Eğitim-öğretim süreci; öğrenci, veli, okul ve kurumun iş birliğinde devam ettirilir.”

Yönetmelik’in 68’inci ve sonraki maddelerinde özel eğitim ihtiyacı olan bireylere eğitim gördükleri okullarda verilmesi gereken eğitim programlarına ilişkin esaslara yer verilmiştir.

Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin üstün yetenekli bireylerin eğitimi ile açılan kurumlara ilişkin 43’üncü maddesinde belirtilen kurum bilim ve sanat merkezleridir.
Şubat 2007 tarih ve 2593 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan2, üstün yetenekli çocukların eğitim ve öğretimini doğrudan ilgilendiren tek düzenleme Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi’dir. Yönerge’nin amacı; okul öncesi ile ilk ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli çocukların/öğrencilerin bireysel yeteneklerinin

farkında olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak olarak belirtilmiştir.

BÖLÜM ÖZETİ

Çocukların bedensel, zihinsel, sosyal, duygusal ve ahlaki gelişimleri için eğitime gereksinimleri vardır. Her çocuk, farklı kişilik özellikleri ve farklı yetenekler ile dünyaya gelmektedir. Bireylerin doğuştan gelen yeteneklerinin farklılığı düşünüldüğünde, eğitimin en önemli işlevi; bireyin mevcut potansiyeline en üst düzeyde işlerlik kazandırmak ve yeteneklerini geliştirmektir. Çocuğun, mevcut potansiyelini en üst düzeyde kullanabilmesi için gerekli olan eğitim hakkı, her çocuğa yaşama ve gelişme hakkının gereği olarak tanınmış bir haktır. Eğitim hakkı, devlete bir hizmet sunma görevi vermekte, devletin aktif müdahalesini ve mali kaynakların kullanılmasını gerektirmektedir.
Türkiye’de, üstün yetenekli çocuklara özel eğitim hizmeti sunma konusunda uluslararası sözleşmelerde, Anayasa’da, kanunlarda, kanun hükmünde kararnamelerde, yönetmeliklerde ve yönergelerde çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

2 Milli Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi EK IV’de yer almaktadır.

İlgili mevzuat incelendiğinde üstün yeteneklilerin eğitimini tarif eden ve destekleyen maddelerin bulunduğu görülmüştür.

Kanunların eksik veya farklı yorumlanmasından doğan idari boşluklar giderilmeli, ulusal ve uluslararası sözleşmelerin, zorlayıcı hükümlerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
Üstün yeteneklilikle ilgili yasal düzenlemeler, eğitimle ilgili olası ihmali engellemek, ortak kavram ve uygulama birliği sağlamak amacıyla esneklikleri içinde barındıran ilke ve standartlar belirlemektedir.



  FACEBOOK YORUMLARI