Üstün Yetenekli Tanılanmasında Türkiye'de Mevcut Durum

ÜSTÜN YETENEKLİ ÖĞRENCİLERİN TANILANMASINDA TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM

Feyzullah ŞAHİN

Üstün Yetenekli Öğrencilerin Tanılanması


Ülkemizde resmi olarak kabul gören üstün yetenekli birey tanımı, “Zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarında akranlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren birey” şeklindedir (MEB, 2009).


Üstün yeteneği doğası gereği tanımlama güç ve bir o kadar da karmaşık bir durumdur. Ayrıca, üstün yeteneklilik kavramında ortak bir görüş birliği olmaması değerlendirme sürecinin nasıl olması gerektiğine ilişkin cevabın oluşturulmasını zorlaştırmaktadır. Hallahan ve Kaufman’a (1982) göre üstün yeteneğin göstergesi olduğu düşünülen davranış veya becerinin alt ve üst sınırlarının tam tanımlanamamış olması, üstün yeteneğin nasıl ölçüleceği, tanılamada temel alınacak eşik değerin ne olacağı ve tanılamaya dahil edilen grupların doğasına bağlı olarak tanılamada görüş birliği oluşmamaktadır.

Üstün yetenekli çocuklara, yetenek ve potansiyellerini geliştirebilecekleri eğitim ortamlarının sağlanması için erken ve doğru tanılama ilk adımdır. Araştırmalar erken çocuklukta üstün yetenekli çocukları tanılamak için uygulanması kolay ve pahalı olmayan ölçeklere ihtiyaç olduğunu göstermektedir (Darga, 2010). Ancak, çocuğun yetenek yelpazesi henüz billurlaşmadığından dolayı (Ataman, 2000) okul öncesi dönemde tanılamada kullanılan yöntemlerin geçerlik ve güvenilirlikleri oldukça düşüktür (Ataman, 2000; Feldhusen, 1998). Öte yandan, değerlendirmede göz önünde bulundurulması gereken temel hususlardan birisi üstün yetenekliliğin sadece bir potansiyel olduğu, bu potansiyelin her zaman ve mutlaka kendiliğinden performansa dönüşmediğidir.


Değerlendirme, objektif ya da sübjektif kaynaklardan elde edilen verileri belirli ölçütlere göre yorumlayarak yargıya varmaktır (Özgüven, 2007). Değerlendirme, öğrencilerin zeka düzeyi, yaratıcılığı, motivasyon ve liderlik gibi bireysel özelliklerine ilişkin bilgilerin toplandığı ve bu bilgiler doğrultusunda öğrencilerin zihinsel kapasiteleri ve gizil güçleri hakkında kararların alındığı bir süreçtir (Sak, 2008). Amaç, merak duygusunu giderme veya öğrenciyi etiketleme değil öğrencinin ihtiyaçları, yetenekleri ve bireye sağlanacak hizmetler ile en iyi örtüşecek hedeflerin seçimini sağlamaktır.


Değerlendirmede temel olarak iki türlü yaklaşım kullanılabilir. Bunlardan ilki bireyin başarısının bir başka öğrencinin başarısından bağımsız olarak değerlendirildiği ve kullanılan ölçütün önceden değişmez standartlar olarak belirlendiği değerlendirmedir, ölçüt (mutlak) değerlendirme olarak adlandırılır. Bir diğeri ise, önceden bu testi alan benzer özellik sergileyen öğrencilerin performansına bağlı değerlendirme biçimidir. Bu değerlendirme türü ise norm (bağıl) değerlendirme olarak isimlendirilir.

 

Üstün yetenekli birey tanılanırken, değerlendirmede ekonomi sağlamak için genellikle başvuru, tarama/aday gösterme/yönlendirme, test etme ve karar verme adımları sırası ile takip edilmektedir.



  FACEBOOK YORUMLARI