ÜSTÜN YETENEKLİLERİN YÖNLENDİRİLMELERİ VE MESLEK SEÇİMİ
Üstün yeteneklilerin gelişmelerine olanak sağlayan eğitim programlarında yetiştirilmeleri yanı sıra önemli olan bir konu da bu gençlerin en verimli olabilecekleri mesleklere yönelmeleri ve o meslekleri seçerek gerekli hazırlıkları yapmalarıdır. Bu bakımdan modern eğitim sistemlerinde normal öğrencileri olduğu gibi üstün yetenekli öğrencileri de yöneltme yönünde bir çok tedbirler alınmakta ve toplumun karşılaştığı insangücü gereksinmelerine cevap bulmaya çalışılmaktadır. Zaman zaman duyulan gereksinmenin şiddetli ve toplumu etkileme biçimi üstün yeteneklileri eğitme ve onları belirli alanlara yöneltme konusunda, üstün yeteneklilerin özelliklerinden çok toplumun gereksinmesinin şiddeti ve acil oluşu en önemli etken olmaktadır. Örneğin, 1958 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Sputnik l'den sonra başlatılan çalışmaları ve alınan tedbirleri eleştiren ve üstün yetenekliler ve onların eğitiminde, mesleklere yönetilmelerinde daha geniş bir görüş çerçevesi öneren Hersey, "Kanaatime göre, biz okullarımızda bilimsel şevk ve ruhunu, insan ilişkileri için halen temel olan eğitimde gereğinden hızlı ve gereğinden fazla yürütmeğe ve geliştirmeye giriştik. En kötüsüde, toplumumuzun, okullarımıza mükemmel ve değişken bireyler değil fakat kategoriler yani çok sayıda mühendis çok sayıda kimyager, fizikçi yetiştirmek, üretmek için baskı getirmesidir. Toplumun iyi yetişmiş uysal yetenekliler kategorileri için eleman hazırlama talebinin mantıksal sonucu olarak belirli bir noktada, bir IBM makinası kimin hangi kategoriye uyduğunu, kimin avukat kimin hekim olacağını kararlaştıracaktır" demektedir. Yalnız toplumun gereksinmesini ve talebini ön plana alan bir insangücü planlamasının yukarıda çizilen tabloyu ortaya koyacağı söylenebilir. Hatta, Beş Yıllık Devlet Kalkınma Planlarımızda ve Yüksek Öğretime öğrenci alma uygulamalarımızda, toplumumuzun gereksinmelerinin ve olanaklarının, belirli kategorilerde çok eleman yetiştirmenin, temel politika olarak benimsenmiş olduğu ileri sürülebilir.
Toplumun gereksinme duyduğu belirli alanlardaki insangücünü yetiştirme konusunda bireyleri, özellikle üstün yeteneklileri bu alanlara yöneltme görüşü belirgin olmaktadır. Ancak bu yöneltmenin bireylerin yetenek, ilgi, başarı ve motivasyon yönlerinden ne düzeyde isabetli ve dengeli olduğunu ve bireylerin mutluluklarını, verimlerini etkilediğini tartışmak gereği ortaya çıkmaktadır. Üniversitelerarası giriş sınavı ve öğrenci yerleştirme uygulamalarının, yani belirli bir sürede cereyan eden yarışma sonucunda elde edilen sayısal sonuçlara göre IBM ma kinalarının, öğrencileri belirli yüksek öğretim kuruluşlarına ve meslek alanlarına yöneltmesinin isabeti ve yarattığı sorun ve sorular ortadadır ve tartışılmaktadır.
Üstün yetenekli öğrencilerin büyüme ve gelişme süreçleri içinde mesleki davranışlar, mesleki ilgiler geliştirmelerine yanlız öğretim programları ile yardımcı olunması yeterli değildir. Üstün yeteneklilerin, yeteneklerini, sınırlılıklarını tanımaları, benimsemeleri, kendi benlikleriyle bağdaşan rolleri oynayabilmeleri süresinde mesleki davranışların ve farklılaşmış, belirginleşmiş ilgilerin gelişmesi söz konusudur. Buna benlik'i gerçekleştirme süreci de demek söz konusudur ve bu süreçte rehberlik hizmetlerinin sağladığı yardımı salt yöneltme işlemi biçiminde ele almak ve geliştirmek sağlıklı olmayabilmektedir. Bu benlik'i gerçekleştirme sürecini, mesleki davranışların, ilgilerin geliştirilmesi ve gerek ilgilerle gerek yeteneklerle bağdaşan meslek seçiminin yapılmasını, bilinçli bir yönlendirme ve özendirmenin egemen olduğu bir yardım hizmeti sağlıklı bir biçimde destekleyecektir. Özellikle üstün yetenekli öğrencilerin meslek seçimleri ile ilgili kararlarda kendi benliklerinin egemen olmadığı, dış etkenlerin hakim olduğu durumlarda, bu öğrencilerin yetenekleri çerçevesinde gelişmeleri, verimli olmaları sağlanamamaktadır.
Meslek seçimi ile ilgili olarak bir diğer sorun da üstün yeteneklilerin yapabilecekleri, becerebilecekleri işler normal öğrencilere kıyasla daha geniş bir alanı kapsayacağı için acaba hangi işte en üstün başarıyı göstereceklerdir ? En üstün başarıyı sağlama, en verimli olma hususunu, toplumun günlük ve yüzeysel gereksinmeleri ve onların acil oluşu çerçevesinde cesaretle ele almak güçleşebilir. Zira, üstün yetenekli öğrencilerin gelecekte yetenekleri düzeyinde en üstün ve en verimli çalışmayı, başarıyı ortaya koyabilecekleri meslek veya işlere yönelmeleri belirli oranda bir riski göze almayı gerektirmektedir. Genel hatları ile yapısı, çalışma düzeni, sosyal prestij ve statüsü ve ayrıca sağladığı ekomik geliri bilinen ve "üstün" kabul edilen bir meslek dururken, sayılan yönlerde mevcut durumu pek bilinmeyen gelecekte toplumdaki yeri ve statüsü kestirilemiyen, sağladığı ekonomik gelir sınırlı olan, ama üstün yeteneği gerekli kılan ve bilgi uygulamasından çok bilgi yaratılmasını içeren bir meslek veya işi bireyin seçmesi hemen kabul edilecek ve normal değer hükümlerine göre isabetli sayılacak bir durum ortaya koymamaktadır. Üstün yetenekli öğrencilerin alınan bütün eğitim ve öğretim tedbirlerine ve yöneltme kararlarına rağmen beklenilen alanlara yönelmediklerini Ankara Fen Lisesi örneğinde görmekteyiz.
Yöneltme, genellikle, bireyin belirli bir yaş ve eğitim döneminde, yani yaşamının belirli bir kesiminde, bireyi ve onun yetenek, ilgi ve başarısını bir devamlılık ve bütünlük içinde ele almadan ve bireyin karar verme sürecine gereği gibi katılmasını sağlamadan yapılan bir işlem veya işlemler grubu olarak uygulanmaktadır. Bu tip yöneltmede, derinliğine bir tanıma, anlama, benimseme yerine manipülasyon, kontrol ve ve belirli kotalara, sayılara ulaşma, belirli boyutlar içinde ortam ve olanakları yorumlayarak politikalar tespit etmek esas olmaktadır. Yöneltmenin, yönlendirme, yönelmeyi sağlama ve özendirme ile bağdaştırılmasın da, belirli bir yaşam noktasında kesin kararlardan çok, bireyin büyüme süreci içinde gereksinme duyduğu eğitsel ve psikolojik yardımları sistematik ve gerçekçi bir biçimde ve devamlılıkta sağalama ve bireyle ilgili kararların odak noktasına bireyi ve onun gelişmesini koyma temel olmaktadır. Bu bakımdan, üstün yeteneklileri yöneltme işleminden çok onları yönlendirme ve özendirme erken yaşlarda başlatılabilirse, bireysel ve toplumsal yararların beklenilen düzeyde olmasını sağlamak olanağı doğar.
Tebliğimizin girişinde belirttiğimiz sorun çerçevesinde, yani üstün yeteneklileri gereksinme duyulan temel bilimlere, araştırıcılığa yöneltme gereği konusundaki yaklaşımımızın yönlendirme ve özendirme özelliklerini yansıtması kaçınılmazdır. Bu çerçevede geleceğin potansiyel araştırıcılarının, bilimcilerinin kimler olabileceğine değinmek yararlı olacaktır. Brandvvein, geleceğin bilimcilerinin gelişmelerinde belirgin üç faktörü ortaya koymaktadır. Bunlar: a) Genetik Faktör, temelde kalıtıma dayanan genel zekâ, sayısal ve dile dayanan yetenekler, b) Genotipik Faktör, temelde psikolojik yapıdaki fonksiyonlara dayanan ve c) Flarekete Getirici-Uyarıcı-Faktör, temelde okulun sağladığı olanaklar, öğreticilerin özel becerileri v.b. olarak özetlenmektedir. Bu üç faktörün etkileşiminin hakim olduğu gelişim süreci içinde potansiyel bilimci, araştırıcı Genotipik Faktör altında grubla- nabilen karakteristikler göstermektedir. Bu karakteristikler grubu, "Devamlılık" başlığı altında toplanabilen bir psikolojik özellikler uzantısı (spektrumu) ortaya koymaktadır. Devamlılığın, devam etme için psikolojik eğilimi de içerdiği ve üç tavırla tanımlanabildiğini görmekteyiz. Bu tavırlar genel hatları ile şöylece özetlenebilir: i) Verilen bir işte, belirgin bir mesai dışında zaman harcama iradesi (istenci). Bu, kendi zamanını, mesaisini kendisinin belirlemesi, belirlenmiş mesai süresine bağlı kalmamayı içermektedir, ii) Güçlüğe, rahatsızlığa dayanma iradesi. Bu dinlenme sürelerini kısaltmayı, tatilsiz çalışmayı içerdiği gibi, yorgunluğa dayanıklılığı ve baskıya karşı geliştirilen direnci canlı tutabilme özelliğini de ortaya koymaktadır, iii) Başarısızlıkla karşılaşmayı kabullenebilme iradesi. Bu, eldeki işe karşı farklı yaklaşımlara yol açtığı gibi başarılı sonuca götüren sabırlı çalışma gereğinin bilincini de sağlayabilmektedir.
Potansiyel bilimciyi, araştırıcıyı yukarda belirlenen çerçevede tanıma, bulma işlemlerine orta öğretim yıllarında başlamak önemlidir. Bununla beraber bu tanıma işinin daha erken yaşlarda ve eğitim devrelerinde başlatılması da yapılacak rehberliği ve yönlendirmeyi, özendirmeyi anlamlı kılacaktır. Potansiyel bilimci, araştırıcı üstün yeteneklilerin tipik olarak, üstün dile dayanan ve matematiksel yetenekleri yanı sıra, bilimde testlerle belirlenen bir başarı üstünlüğü ile yetenekleri kullanma kararlılığı, inceleme, soruşturma tavrı ortaya koyduğu saptanmıştır. Bu ortaya konan tipik özelliklerin tümünün yalnızca öğretmenler tarafından öğretim işleminde gözlenip değerlendirilmesi olanağı sınırlı kalmaktadır.
Özellikle orta yetenek düzeyindeki öğrenciler için hazırlanan, tekrarı, bilgi aktarmayı ve ezberi amaçlayan bir uygulama ile belirlenebilecek öğretim programlarında ve sürecinde bu sistematik gözlem ve değerlendirmeyi beklemek üstün yeteneklileri tanıma ve onları araştırıcılığa yönlendirme işinde rastlantılara bel bağlamak olabilir. Bu bakımdan eğitim sisteminde ve uygulamasında üstün yeteneklileri ve bunlar arasından potansiyel bilimci, araştırıcı olabilecekleri rastlantıların dışında sistematik olarak gözleme ve değerlendirmede Rehberlik ve Psikolojik Danışma hizmetlerine yer vermek kaçınılmaz bir durum ortaya koymaktadır.
Sistematik bir gözlem, değerlendirme, tanıma ve üstün yetenekliye kendisini tanımasına, kabul etmesine ve kendisini geliştirmesine yardım işlemi, uygun ve optimum düzeyde veremliliği sağlayacak bir meslek seçimi ve buna hazırlanılması ile bütünleştirilme durumundadır. Özellikle, Barbe'nin belirlediği gibi, üstün yetenekli öğrenci, hemen hemen çok geniş bir meslekler ve profesyonel alanlar grubunda başarı sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu durum çok sayıda seçenek arasından en başarılı en verimli ve en mesut olabileceği ve gereksinmelerine doyum bulabileceği mesleğe veya meslek alanına yönelmesini, yönlendirilmesini güçleştirmektedir. Dolayısiyle üstün yeteneklinin meslek seçimi ve bununla ilgili olarak yönlendirilmesi ve yönelmesi "kesin" olmaktan çok, değiştirmelere olanak sağlayan araştırıcı "exploratory" bir özellik göstermelidir. Üstün yeteneklilerin mesleklere veya profesyonel alanlara yönelmelerinde, bireysel faktörler ile toplumsal faktörleri dengeleyebilecek bir beceriye ulaşmasına yardımcı olmak, olanaklar sağlamak en isabetli ve verimli bir yaklaşım olarak görünmektedir.
Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1-4