ÜSTÜN YETENEKLİLERİN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ VE ARAŞTIRMA İLE İLİŞKİLERİ
Gallegher, üstün yetenekli çocuklar ile ilgili çalışmaları, gelişmeleri ve bu konudaki eğilimleri eleştiren makalesinde, toplumu tehdit eden dış politik baskılarla, teknolojik yönden karmaşık hale gelen toplumun gereksinmeleri yani iç baskıların, toplumdaki değişmenin iki temel uyarıcısı olarak çeşitli gruplar içinde en çok üstün yetenekli çocuklar grubunu etkilediği görüşünü ortaya atmaktadır. Ona göre, üstün yetenekliler dış etkenlere duyarlı ve geleceğin karmaşık toplumu için ana taşıyıcılar, yürütücüler olarak kabul edilmektedirler. Bu çerçevede, üstün yetenekliliğin tabiatından çok, üstün yeteneklilerin dershanedeki rolü, üstün yeteneklilerle ilgili yönetimsel ayarlamalardan çok üstün yeteneklilere sağlanan eğitim programlarının tabiatı, yapısı, "dahiler" diye gruplanabilecek küçük bir gruptan çok "başarısız üstün yeteneklilerle" düşük sosyo ekonomik durumdaki üstün yetenekliler üzerine eğilme gittikçe önem kazanmaktadır.
Üstün yeteneklilerin diğer öğrencilerden farklılıklarının zihinsel gelişme ve genel büyüme yönünden belirgin olduğunu görmekteyiz. Uzmanlara göre üstün yeteneklilere has özellikleri, soyut düşünce, muhakeme, akıl yürütme, sebat, düzenlilik ve gözlemdeki hassasiyet, başlatma, girişkenlik, eleştirici karar ve hizmet edebilmeye hazır olma olarak özetlemek olasıdır. Üstün yeteneklilerin araştırıcı olmalarında onlara yardımcı olma, rehberlik yapma yönünden belirlenebilecek en önemli ve belirgin özelliklerini bu genel özetleme ile geçiştirmek yeterli değildir. Araştırma kavramını ve işlemini genellikle, sistemli bir biçimde verileri toplama, analiz etme ile sorunlara güvenilir çözüm yolları bulma, yeni bilgilerin ve olayların gerçek açıklanmasını sağlamada titiz ve yoğun bir gözlem, deneme ve bilinenleri, kavramları, kanunları yeni bulgular ışığında gözden geçirme olarak belirlemekteyiz. Bu çerçevede, üstün yeteneklilerin araştırma kavramı ve işlemi için ortaya koydukları en belirgin özellikleri şunlardır: üstün zihinsel yeteneğe sahip çocuklar çabuk ve kolay öğrenir, çok tekrar yapmadan öğrendiğini saklayabilir, çeşitlilik, derinlik ve alan yönlerinden engin bir merak sahibidirler. Ayrıca, düşüncedeki ve ifade etmedeki orijinalliğin belirgin olduğu zengin bir sözcük hâzinesine sahip olup, olgunluk düzeyinde okumayı sevmekte, kaynak kullanmayı becerebilmektedirler. Bunlara ek olarak akıl yürütmeyi, açık ve seçik düşünmeyi, çabucak kavramayı, genellemeyi, ilişkileri görmeyi ve anlamlı ilişkiler kurmayı, sınıflamayı, incelemeyi, diğer çocukların farkında olmadığı hususlara ilgi duymayı, erken yaşlarda insan ve çevresinin tabiatına, yapısına ilgi göstermeyi, merak duymayı, kendinden büyüklerle arkadaşlık ve ilişki kurmayı ve üstün olmaya yönelik bir arzuyu ortaya koydukları görülmektedir.
Sayılan bu belirgin özelliklerin araştırıcıların, bilgi üretenlerin ve bilgiyi yayanların özellikleri olduğu bir gerçektir. Ancak , üstün yetenekli çocuklardaki bu belirgin özelliklere ilişkin belirtilerin ana babalar ve öğretmenler tarafından memnuniyetle karşılandığını söylemek olanağı bulunmamaktadır. Çünkü üstün yetenekliler genel olarak huzursuzdurlar. Rahat durmazlar, dikkatsizdirler ve çevresindekileri ihmal ederler, ezbere dayanan öğrenme için gerekli ayrıntılara sabır göstermezler, dershanedeki çalışmalara gereken ilgiyi göstermezler kendilerini ve etrafındakileri eleştirirler.
Çağımız, gösterdiği gelişme özelliklerine göre belirlenmekte ve her bilime göre farklı sıfatlarla ele alınmaktadır. Örneğin, "atom çağı" "feza çağı" "çocuk çağı" gibi. Sıfatlandırmanın dayandığı gelişmeler, buluşlar farklı ve orijinal düşüncelerin, fikirlerin ortaya atılmasına ve bunların problemler halinde ele alınarak çözülmesine bağlı olmuştur. Öyleyse, mevcut problemleri çözmek bilgi ve tekniğe yapılan katkıların ancak bir kısmı olmaktadır. Çevrede karşılaşılan durumlarla fikir ve düşüncelerle uğraşı sonucu problemler oluşturmak, problem yaratmak yeni problem çözme olanakları sağlamak gelişmenin ve büyük aşamaların en belirgin özelliğini ortaya koymaktadır. Çağımızda toplumların, gelişme ve aşamaların hızına ve yönüne ayak uydurabilmelerinde en az problem çözme kadar yeni problemler oluşturma ve yaratmaya da gerek vardır. Üstün yeteneklileri problem çözenler olmaktan çok, yeni proplemler oluşturan, mevcut durum ile gelecek arasında köprü ve geçiş kurabilecek kimseler olarak görenlere katılmamak olanağı yoktur. Bu açıdan da üstün yetenekliler farklı ve bir ölçüde "problem" dirler.