Üstün Yeteneklilerin Öğretmenlerine ve Ailelerine Öneriler

Ayşegül ATAMAN


Üstün yetenekli çocuk okulda neden başarısız olurdan hareketle öğretmenlerin neler yapması gerektiği üzerinde duracağız. Öğretmenin öğrenciye uyguladığı programın çok kolay olmasından ya da ya sınıf çalışmalarındaki hızın çok ağır gelişmesinden ya aşırı tekrara yer verilmesinden ya derinlemesine tartışmalara yeterince yer verilmemesinden ya da ders konularının öğrenciye ilginç gelmemesi onun olgunluk ve yetenek düzeyini çok altında olmasından kaynaklanmaktadır diyebilir ama Sayın Leana’nın söylediği gibi “çift yönlü özel gereksinimi olan çocuklar grubu “nuda bunun içine katmak lazım yani eğer çocukta bir özgür öğrenme yetersizliği varsa bir asperger sendromu varsa ya da dikkat eksikliği problemi vb. varsa o nedenle ya okulda başarısız olma riski oldukça yüksek ama bunların oranı genel üstün yetenekliler grubu içinde değerlendirdiğimizde normal gelişim gösteren çocuklardaki dağılıma denk bir dağılım gösterdiğini görüyoruz artı bir ayrıcalıkları yok ancak bana değerlendirme için getirilen çocukların şöyle bir şey var ailelerde benim çocuğum hiperaktif mi acaba üstün yeteneklimi? Çünkü, üstün yetenekli çocuklar aşırı hareketli olur sonucu çıkarıyorlar. Ne çocuğun cinsiyetini nede bulunduğu yaş dilimindeki gelişim özelliklerine dikkat etmiyor aileler.


Belli yaşlarda çocuklar hareketli olur onlara baktığında birde biraz hareketliyse belli noktalar üzerine odaklanıyorsa diğer tarafları çok boş veriyorsa bu üstün yeteneklidir diye bir sonuca varıyorlar. Ama büyük kısmının okulda başarısız olmalarının nedeni öğretmenin ortam düzenlemesinde yeterli esnekliği göstermemesi ve çocuklara uygun ortamı sağlamamasıdır diyebiliriz.


Öğretmenin sınıfta yapması gerekenler var genel olarak bunu tüm sınıf öğretmenlerinin uygulamasını bekliyoruz. Oda şunlar: daha güç sorular sorması yani( arkadaşlarım düzenli ayrıntılı bir biçimde stratejileri göstererekte durdular )..Yeni düşünceler ve kavramlara ilişkin yeni uygulamalar geliştirmesini isteyerek öğrencini düşüncelerine esneklik kazandırmak diyoruz. Evet düşünmeyi öğretmek güzel ama öyle bir eğitim sistemiz var ki düşünen öğrenci cezalandırılır bizim eğitim sistemimizde. Yani öğretmen yetiştirirken biz yetiştirdiğimiz öğretmene özgürce düşünen fikirlerini ifade eden çocukları nasıl ödüllendireceği ve geliştireceğini değil de nasıl cezalandıracağı üzerinde ipuçları veririz. Öğretmenin dediğinden farklı düşünen ya da öğretmenin doğru olarak sunduğunu aynı biçimde yazmayan çocukların cezalandırıldığı bir sisteme sahibiz.

 

İster yapılandırmacı eğitim diyelim ister farklılaştırılmış program diyelim ister problem çözme deyin ,ne derseniz deyin öğrencinin öğretmene bakış açısını değiştirmediğiniz takdirde düşünen çocuk cezalandırılır. Bu üniversitede de öyle, üniversitede de düşünen çocuk cezalandırılır. Biz çocuklara deriz ki sen ancak mezun olduktan sonra düşünebilirsin, lisansı bitiren kişilere artık düşün deriz düşünme becerisini en fazla 3. Sınıfa kadar kazandırılması gereken bir beceri olduğunu biliyoruz. Bu o kadar önemli ki A.B.D’de mantık dersleri 3.sınıfta veriliyor. Bizim programlarımızdan da mantık ve felsefe çıkartıldı. Ne mantık ne de felsefe okumamıza gerek yok, düşünmemize de gerek yok büyüklerimiz bizim için düşünüyor. Onun için üniversiteyi bitiren öğrencilerimiz dahi doğru dürüst dilekçe yazmayı bilmez, kendini ifade etmeyi bilmez, büyük bir kısmı okuduğunu anlamaz. Sınavlarda açık seçik sorarsınız, sorduğunuzu değil de başka bir şeyleri yazar kafasından geçenleri yazar. Sınavı başarmanın ön koşulu soruları anlamaktır anlama açısından da sorunlarımız var. Bunu temeli de ilköğretimde cümle eğitiminin tam verilmemesinde kaynaklanıyor. Ahmet çok güzel gösterdi. O gösterirken de derin derin düşündüm hangi öğretmen bu stratejileri hangi sınıf büyüklüğünde hangi öğrenci profiliyle ya da kendisi bunları öğrenerek nasıl kazanır.

 

Ancak biz bunları seminerlerde verebiliriz. Seminerin ötesine çıkmamız mümkün değil. 2.si düşüncelerini sergileyemedikleri için çocuklar roloynamak durumunda kalırlar üstün yetenekli çocuklar sanki kabul ediyormuş gibi davranmak durumunda kalıyorlar. Sınıf çalışmalarına ilişkin özel araştırma ödevlerinin verilmesi öneriyoruz bu genel bir strateji olarak bütün öğretmenlere söylediğimiz hangi birine bakacak öğretmen. Sınıf mevcutlarımız çok kalabalık. Sayıyı azalttık ama özel gereksinimli çocuklar için sayının maksimum 20 olması lazım daha 20 ye ulaşamadık sınıf büyüklüğünde. 20 kişinin üstüne çıktımı özel gereksinim kapsamı içinde olan zihinsen engeli olan,öğrenme güçlüğü olan ,işitme engeli olan,üstün yetenekli olan hangisini ele alırsanız alın bu çocukların kaynaştırma eğitimini alması mümkün değil. 20 kişilik sınıfta ancak bunu yaparsınız. Çakılı sınıflarda değil, çakılı sıralarda değil seyyar sıralarda yaparsınız. Sıralarda 2-3 kişini oturduğu Anadolu’ da bırakın Anadolu’yu şurada İstanbul’da bunların yapılması mümkün değil .sınıf çalışmalarını ilişkin özel araştırma konusu ,belki üstün yetenekli çocuk bunu yapabilir ama sınıfın geriye kalanlarının ödevlerini anneler-babalar yapıyor. Onun içinde bu ödev kısmı şu anda bakanlığın üstünde durduğu bir şey. Çok ödev veriliyormuş diye, büyüklerimizden birisi söyledi öğretmene söyleyeceğim az ödev versin diye. Ödev önemlidir, ödev verilmesi gerekir,ödev pekiştirmeyi geliştirir onun için çocuğun ödev yapması gerekir. Ödevin eğitiminde çıkması diye bir şey söz konusu olmaz.

Eğitimden ezberin çıkması diye bir şey olmaz ezberleme bir öğrenme biçimidir. Ezberi ortadan kaldıramazsınız,ezbere hayır sloganıyla ortaya çıkan yaklaşımlar yanlış yaklaşımlardır. Ezberi kaldırmanız mümkün değil. Siz adınızı ezberlersiniz ,annenizin adını ezberlersiniz,telefon numaranızı ,adresinizi ezberlersiniz. Temel becerilerinizin büyük bir kısmını ezberle öğrenirsiniz ama bilgiyi özümseme kısmına gelince ezber değil başka bir şeylerin uygulama boyutu devreye girmesi lazım. Özel araştırmayı çok seviyorlar . geçen yıl yaptırdığımız bir doktora çalışmasında bütün 1. Sınıfların tümüne zenginleştirme uyguladık biz onun için üstün yetenekli çocuklarda vardı. Öğretmenler itiraz ettiler bu aylarda yapıldı bu uygulama kısmı .Bütün sınıf proje yaptı inanılmaz biçimde . bizim beklediğimiz ancak tanı konulmuş olan 3-5 tane çocuğun projelerde başarılı olmasıydı ama çocukların hepsi yaptı sınıftakilerin ve hepsi sunmak istedi ve de aile desteğini araştırdık ve aile desteği çok fazla yoktu ve ailelerde şaşırdı öğretmenlerde şaşırdı. O zaman özel araştırma inceleme ödevleri tüm çocuklar için iyi bir zenginleştirme olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda bir de öğretmenlere, ailelere şunu söylemek istiyorum çocuklarımızı hafife alıyoruz. Onların gerçek değerlerini çok alt düzeyde değerlendiriyoruz. Çocuklarda doğduklarında anne-babalarından 2 yaş ilerde doğuyorlar bunu bilin bir defa. Sizin doğduğunuz ortamdan çok farklı bir ortamda doğuyorlar. Onun için 1. Sınfıta ki çocuklar şunu yapar bunu yapamaz diye ön yargılardan kurtulup çocukların hepsinin alabileceği yere kadar istedikleri oranda bilgiyle donatmamız gerekiyor hammaliye bilgilerle değil, ilgilendikleri bir bölüme özel projelere fırsat tanınması. Özellikle evde kendi kendileri deney yapıp bu deneyi arkadaşlarına sunmak isteyen çocuklar oluyor.

 

Teşvik ediyoruz öğretmenleri ve annelerini. Arkadaşlarına sunuyorlar bir kısmı çok üst düzeyde oluyor sınıf anlamıyor çocuğun geliştirdiği projeyi, o zaman arkadaşlarına bu projeyi anlatmasını istiyoruz. Projelere her zaman tüm çocuklar için faydalıdır bir örnek var. Okulun birinde 3.sınıfları geziyorum projeler asılmış zaman-saat ile ilgili .bir tanesi çok güzel bir şey yapmış panoda; şehirdeki bütün saatlerin resimleri çekilmiş altı yazılmış falan. Dedim muhteşem bir proje olmuş anlatır mısın dedim. Çocukta duruyor :”Babamla gezdik dedi ” .İyi bir şey babasıyla gezmiş eğitime katkı yapıyor. Nasıl oldu dedim :”Babam fotoğraf makinesini aldı. Bütün saatlerini resimlerini çekti getirdi ondan sonrada annem yapıştırdı bende duvara astım diyor.” Böyle proje istemiyoruz. Baba- anne yanında olsun ama bütün kademeleri çocuğun kendi özgür fikriyle yapması gerekiyor … Kol başkanı olma bazen bunu angarya olarak alıyorlar.

 

Öğretmen beni bundan uzaklaştırmaya çalışıyor o nedenle beni başkanı yaptı diyorlar ama ..kol başkanı olmak çocukların hoşuna gidiyor. Sınf düzeyini dikkate almadan kendi hızlandığı programda ilerlemelerine fırsat tanımak. Daha öncede söyledim bu her zaman mümkün olmuyor kendi hızlarında gittikleri zaman o hızların tepersine ulaştıkları zaman nereye gideceklerini kestirmek zor. Onun için kendi sınıf düzeylerinde hızlarına uygun olarak derinlemesine zenginleştirmeler yapmamız gerekiyor. Özellikle temel bilimlerde, uygulamalı bilimlerde bunun yanında sosyal bilimler, edebiyat vb. yatay bir zenginleştirme istiyoruz. Örneğin: Edebiyatta siz Yunus Emre’yi okuyorsanız, Yunus Emreyle ilgili şiirlerin analizini yapıyorsanız bu konuda girişken olan bir çocuğa Yunus un yaşadığı bir dönemde Avrupa’da hangi şairler vardı, Uzakdoğu’ da hangi şairler vardı. Sen Yunus un döneminde olsan bunu nasıl ifade edersin gibi değişik uygulamaların yapılması lazım. Bunu dışında açık bir biçimde üstün oldukları matematik, fen vb derslerde daha üst düzey sağlanmalı daha özgür bir ilim çalışmalarına teşvik edilmeli. En nefret ettikleri şey tekrarlayıcı ödevler. Yazı vermiş öğretmen 1.satırı yazmış, 1 sayfa yazması lazım, şöyle bir çapraz çizmiş alt satıra inmiş orda da yazmış. Niye böyle yaptın deyince “ben bunu yazmasını biliyorum.1 sayfayı tamamladım başta ve sonra var.” Diyor. Şimdi bu çocuğa ne diyeceksiniz hiçbir şey diyemezsiniz. Ama yazman gerekiyor deyince 1.cümledeki ilk kelimeyi aşağıya yazmış olduğu gibi..ikinciyi yazmış aşağıya..yani cümlenin bütününü değil de parçalara ve hecelere bölerek..Niye “kendi kendime strateji geliştirdim sıkılmamak için” diyor. Tekrarlayan ödevlerin verilmesi, sıkıcı ödevlerin verilmesi tüm çocukları rahatsız ediyor. Ama bazen bilinçsel gelişimi ağrı olan çocuklar için tekrarlayıcı ödevler vermeniz lazım pekiştirmek için. Onu öğretmenin çok iyi keşfetmesi ve belirlemesi lazım. Anne-babalar ve okul aile Birliğiyle ilişki kurulması gerekiyor.

 

Annelerin babaların okul aile birliğiyle, öğretmenlerle çok yakın bir ilişki kurması lazım. Ama bu sınıfın, kapının penceresinden bakıpta içerde ne oluyor tarzında bir ilişki değil. Çocuğun daha fazla kendini geliştirmesi için hangi alanda ne çeşit eşsel faaliyetler ekstra dersler alması gerektiği yönünde. Mesela Tekirdağ Bilim Sanattaki gençlerden matematikte çok hızlı giden birileri varsa o zaman onun gelip burada matematik profesörleriyle sohbet etmesi matematik sınıflarına katılması bu çok çok hoş olur. Bana gelen öğrencinin bir tanesi söylediğim daha önce yabancı dilde öğretmenini gagalayan öğrenci. Dedim ki ona arkadaşlarınla iyi geçineceksin. Bak sömestr sonunda arkadaşların ses-ışık nedir dediğinde burnunu kıvırmadan baktığında ilginç soru sorulmuş gibi davrandığında ben sana bir Asimov kitabını vereceğim birde seni fizik laboratuarında deneye sokacağım dedim. Benim yardımcımla girip deney yapacaksın orda. Sene sonu geldiğinde deki arkadaşlarım beni kabul etti… beklerken.. ..oynadık dedi. Orda da ağaç figürü …replik falan yok. Tamam dedim Asimov kitabını verdim. O zaman Gazi Eğitiminde dekanım yardımcımda fizik profesörü çağırdım. Arkadaş dedim bu çocuğu alıyorsun fizik laboratuarına sokuyorsun deney yapıyorsun çünkü ödülü hak etti. Arkadaşlarıyla sene sonuna kadar çok iyi geliştirdi kendisini. O zaman üniversitelerin bulunduğu yerlerdeki üstün yetenekli çocuklar için anne-babaların o üniversitelerle işbirliği içinde olması lazım.

 

O üniversiteleri de bilim sanat merkezleri, fen lisesi, Anadolu Lisesi gibi yerlerle işbirliği içinde olması lazım. Ama şunu da yaşadım söz konusu öğrencim biyoloji olimpiyat takımına katıldı doktora yapıyor genetik üzerine şu anda. ODTÜ’de bir hocayla araştırma yaptı, hoca çok teşvik etti bunu ve iyi bir sonuç çıktı ve denildi ki bu yayınlansın o zaman öğretim üyesi ben bir lise öğrencisi bir gençle bir yayına imza atmam, yayında yer almam dedi. Şimdi bu önemli diyoruz, koçluk diyoruz. Bunu yapacak olan üniversitedeki genç araştırma görevlileri. Genç yardımcı doçentler. Ondan o çocukta bir şey yapmakta bir ürün ortaya koymakta. Şimdi kocaman Ahmet KURNAZ nasıl kalkarda bilim sanattaki 9 yaşındaki bir çocukla böyle bir şey yazar. Ben buna imza atmam dememe durumunda. Onun için… seçiminde de çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bu söyleyeceğimi çok sık kullanıyorum, öğretmenlere de tavsiye ediyorum, ailelere de çok başarılı oluyor. Bazı konuların öğretilmesinde ailelere yardımcı olmalarına arkadaşlarına konuları öğretmelerine izin verme. Buna çok ön bilgiyle hazır geliyorlar. Özellikle ilk 3 sınıfta bildikleri şeyin tekrarı var ve çok sıkılıyorlar. O zaman öğretmene diyorum ki okuması yavaş olan bir arkadaşının yanına oturttur birlikte okumayı öğrettir ya da matematikte bir problemi senin yerine o tahtada çözsün. Çünkü yaptırdığımız bir yığın araştırma var. Akran öğrenmesiyle öğrenen öğrencilerin olduğunu biliyoruz. Kimi çocuklar arkadaşlarıyla birlikte çalışarak daha iyi öğreniyorlar. O zaman o stratejiyi de kullanım o çocuğun hem kendini geliştirmesine fırsat tanımış oluyor hem de diğer çocuğun daha iyi öğrenmesine bir fırsat tanıyoruz. … farkında olmalarını ve kendini bilmelerini sağlamak.

 

 Sabahleyin de söyledim bu çocukları farklı olduklarını fark eden çocuklar ve değerlerinin herkes tarafından bilinmesini ve onlara bunun fark edildiğini hissettirilmesi gerekiyor. Öğretmen böyle yaptığı takdirde çocuklar bu işten mutlu oluyorlar. Peki ne yapmayacak öğretmen; aynı konuda çok uzun ödevler vermeyecek. Söz hakkı vermeme gibi bir durum olmayacak çünkü bunlar ağzınızdan daha soru çıkarken elini kaldıran çocuklar. O zaman sınıf kontrolünü düzenlerken söz vermenin sırayla olduğunu ve mutlaka buna da bir söz hakkı verileceğini bildirmek ve söz hakkı geldiğinde de ona konuşma fırsatı tanımak var. Bir tanesi diyor ki “hep elimi kaldırıyorum söz vermiyor sen nasıl olsa biliyorsun sus diyor.”ben artık vazgeçtim ben okula bu sınıfa bu öğretmenle öğrenimime devam etmek istemiyorum”.dedi. tek düze tekrarlayan görevler ve ödevler verme bunlarda biraz önce örneğini verdiğim gibi hiç hoşlarına gitmeyen bir şey.-Alışılmışın dışındaki görüşlerini reddetme. Arkadaşlarım çok güzel anlattılar o kadar orijinal fikirleri oluyor ki bu çocukların saçmalama şimdi sırası mı diye rahatlıkla öğretmenlerimizin değişik yorumlamaları oluyor. - Zamanlarının boşa harcanmasına neden olma zaman onlar için çok önemli eğer bunu boşa harcarsanız buna çok fena tepki gösteriyorlar. Bide öğretmene yardımcı ol dedik ya..hadi sınıf defterini müdürün yanına götür haritayı oradan al getir gibi angarya niteliğinde görevler bunlardan hoşlanmazlar. Ben kendime yardımcı yaptım ya harita taşıma görevi, defter taşıma görevi. Hayır başka bir şey istiyor onun verilmesi lazım. Harita deyince aklıma şöyle bir örnek geldi. Geçen sene getirdiler korkunç tarih merakı var ve kendisine İlber ORTAYLI’yı idol olarak seçmiş ben de İlber ORTAYLI olacağım diyor ve dil öğrenmeye başlamış ve tarih bilgisi o kadar yoğunki …. Tarihini okumuş bir çocuk. Kitapçı hatta böyle bir şey olmaz demiş kitap istemeye gittiğinde.

 

Tarih öğretmenine demiş ki” Öğretmenim demiş duvarda göç yollarıyla ilgili bir harita var bu haritada demiş atıyorum söylediler de yazmadım şu -anda aklımda değil defterimde yazılı Kırgızistan sınırı yanlış yapılmış . O dönemde Kırgızistan’ın sınırı şuaradan geçmesi lazım bu haritada bir hata var öğretmenim ”demiş. Öğretmeni demiş ki bir bakalım inceleyelim . Hayır, kes sesini dememiş Allah tan. Öğretmeni de meraklı tarihe olan merakını da biliyor. Ertesi gün tarih öğretmenlerinin hepsi birleşmiş haritanın başına geçmişler ellerine kaynakları almışlar evet harita hatalı yapılmış öğrencinin söylediği doğru. Öğrenciye demişler ki teşekkür ederiz. Tarih konusunda korkunç bir öğrenme var hem de biraz önce örnek verdiğim gibi göç zamanı Avrupa da ne oluyordu Asya da ne oluyordu Afrika da ne oluyordu bunların kıyaslamasını yaparak kendisini geliştiren bir çocuk. Yakın bir gelecekte iyi bir tarihçimiz olacak. Olağan sınıflarda neler yapıyoruz. Bir defa şunu bileceğiz öğretmen olarak. Üstün özellikte her çocuğa her semtte her ekonomik tabakada rastlarız. İki kere iki dört. A grubunda var B grubunda yok diye bir şey yok. Ancak çok üstün olanlarla, tüm öğretmenlik süresince ancak 1-2 kere karşılaşırsınız. O zaman size karşılaşacağınız çocuk grubu parlak çocuklar ve üstün yetenekli çocuklar. Ancak söz konusu ettiğim…Terman .. araştırması üstün yetenekli çocukların daha çok rastlandığı sosyoekonomik tabakaları bize söylüyor. Bunlarda orta ve ortanın üstü aileler. Her tabakada rastlıyoruz ama orta ve ortanın üstü ailelerde daha çok rastlıyoruz.Peki ne yapacağız,paniğe kapılmıyoruz üstün zekalı öğrencinin mutlaka üstün zekalı öğretmeni olması gerekmiyor arkadaşım söyledi.

 

Normal bir öğretmen çeşitli açılardan o çocukları için daha kaynaklıkla önderlik edebilirler. Ne olması lazım. İstekli ilgili olmayabilir çocuk sınıfı etkinliklerinden kaynaklanıyordur bu. Bunun içinde örnek verdiğim gibi zenginleştirme yapılması lazım . konuların sunulmasında, öğrenilmesinde tekrara dayalı anlatımlardan ödevlerden öğretmenin kaçınması lazım. Zor soruların sorulması lazım. Bunlara öncelik verilmesinin üstün zekalı çocukların derslerden ve okuldan soğutabileceğini unutmamak lazım. Onun için bu çocuklarında …. Katılması gerekiyor. Burada tekrar ev ödevleri pratik olamayan konular ki arkadaşlarım bunların hepsini anlattı işbirlikli öğrenme vs. bunların mutlaka yapılması gerekiyor. Öğretmen özellikleri Feyzullah söyledi ama burada benim en çok hoşuma giden şey espri duygusuna sahip olmak. Hakikaten espri duygusuna sahip olan öğretmen üstün zekalı çocuklarda bir artı kazandırıyor. Çünkü bir konunun espri noktasını en fazla fark eden onlar oluyor öncelikle gülen öncelikle katılan . onun içinde öğretmenin bunlara dikkat etmesi lazım. En son nokta hoş bir dış görünüş ve tavra sahip olma bu da çok önemli. Bunlar çocuktur dememek lazım. Bunları estetik duyguları olan güzelliği bilen çocuklar. Onun için hoş bir dış görünüş. Kılığınıza kıyafetinize, saçınıza,başınıza dikkat etmeniz gerekiyor.

 

Bu çocukları önemsediğinizi gösteriyor. Eğitim modelleri arkadaşlarım bahsettiler; ayrı eğitim, birlikte eğitim,hızlandırma,erken başlatma bunların hepsi var okul sisteminde.zenginleştirmeyi okul dışı etkinlikler olarak da görebiliyoruz. Geleneksel eğitim modelleri üzerinde ayrıntılı bir biçimde durmuyorum. Kısaca eğitimde zenginleştirme yatay ve dikey oluyor bahsettim. Tam zamanlı kaynaştırmayı bahsettim. Yarı zamanlı hızlandırma ve sınıf atlatma var. Özel okul, özel sınıf,türdeş yetenek. Arkadaşlar bunların hepsi Türkiye de uygulandı. 1964 ten buyan kimisi 10 yıl kimisi 15 yıl uygulandı kimisi halen devam ediyor. Uygulamalar mevcut yapı içinde var ama etkin olarak uygulama derseniz bu biraz okula, öğretmene, çocuğa ve de okulun durumuna, yönetimine bağlı olarak gidebiliyor. Yeni müfredat programlarını arkadaşım anlattı onun için tekrarlamayacağım. Şöyle hızlıca gösteriyorum. Görsel algıdan faydalanmak için. Zenginleştirme üzerinde de durduk farklılaştırmayı zaten arkadaşlarım anlattı ama öğrenmeye zenginleştiren okul uzmanlaşmış okullarla toplumun bilgi ve kaynaklarını kullanarak, yetenek alanlarını zenginleştirerek ortaya çıkar. Peki ülkemiz için hangisi önemli, hangisini yapacağız? En çok sorulan soru bu. Türkiye de üstün yetenekli üstün zekalı parlak çocuklar için hangi eğitim modeli? Hepsi. Alt yapıları ve büyüklükleri dikkate alınarak özel okulda açabilirsiniz,özel sınıfta açabilirsiniz. Zenginleştirme kaynak kodla hızlandırma tümünü uygulayabileceğiniz buna da artı bir ………eklerseniz tümünü yapabileceğiniz okullarımız ve altyapılarımız var. Hangileri yapar? Devlet okulları da yapar özel okullarda yapar. Son sözüm:Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim….



  FACEBOOK YORUMLARI