ilköğretimin birinci kademesi olan 1., 2., 3. sınıflarda ve daha ileriki yıllarda üstün zekâlı çocuklara uygulanacak farklılaştırılmış müfredet programının prensiplerini şöyle sıralayabiliriz:
- İçerik birbirinden bağımsız üniteler yerine, geniş kapsamlı tartışma konuları, temalar veya sorunlara dayandırılmalıdır.
- Çeşitli disiplinler çalışma alanıyla bütünleşmeli, işlenen konular tarih, coğrafya, Türkçe, edebiyat, matematik, müzik, resim gibi çeşitli disiplinler açısından ele alınmalıdır.
- Çalışma alanı içinde kapsamlı, ilişkili ve birbirlerine karşılıklı pekiştirici deneyimler sunulmalı. Araya birbirinden bağımsız materyal parçalarını eklemekten kaçınmalıdır.
- Geniş ilgi alanına sahip olmaları göz önünde tutularak, alışılagelmiş müfredat programına eklemeler yapmak yerine, öğrencinin ilgi alanı dikkate alınmalı. Öğrenci tarafından seçilmiş konunun derinlemesine öğrenimine olanak sağlanmalıdır. Bu amaçla sınıf dışındaki kaynaklardan yararlanmak yararlı olacaktır.
- Üstün öğrencilerin karmaşık ve soyut düşünebilmeleri dikkate alınarak bilgi yükleme yerine, bilgi kazanma süreçlerine önem verilmelidir. Araştırıcılık, keşif, inceleme ile karmaşık ve soyut düşünme üzerinde durulmalı. Analiz, sentez, değerlendirme yapma gibi yüksek düzeyli düşünme becerilerinin geliştirilmesine çalışılmalıdır. Öğrenci, hazır bilgilerin tüketicisi olmak yerine, bilgi üreticisi durumuna getirilmelidir. Bu nedenle, yaratıcılığın geliştirilmesi de ayrıca ele alınmalıdır. Öğrencileri sorunlara yeni çözümler getiren üretken bireyler hâline getirmek, üstünlerin eğitim ve öğretiminde başlıca amaçlardan biridir.
- Öğrenciler açık-uçlu görevlerde yoğunlaştırılmalıdır.
- Öğrencilerde araştırma beceri ve yöntemleri geliştirilmelidir.
- Öğretmen hazır bilgi veren biri olmak yerine, bilgiye ulaşma yollarını gösteren bir rehber olmalıdır.
- Öğrencinin kendi hakkında bilgi sahibi olması, yeni yeteneklerini fark edip kullanması, kendi kendini yönlendirmesi, kendi ile diğerleri arasındaki benzerlik ve ayrılıkları hoşgörüyle değerlendirmesi konularında gelişmesi özendirilmelidir. Görüldüğü gibi, bireyden üstünlüğünü saklamak yerine, iç disiplin ve olumlu benlik kavramı kazanmasına yardımcı olması açısından kendini artı ve eksi yönleriyle tanıması gerekmektedir. Bu arada normal yaşıtlarıyla uyum içinde yaşaması için sosyal beceriler kazandırmakta da yarar vardır. Bu amaçla; bireysel ve küçük gruplar hâlinde çalışma becerilerinin, olumlu arkadaş ilişkilerinin ve değer yargılarının gelişmesine önem verilmelidir (Clark, 1997).
Yukarıda sözü edilen farklılaştırılmış müfredat programının özellikleri arasında daha çok zenginleştirmeye önem verildiği görülmektedir. Üstün zekâlı öğrencilerin eğitiminde alınacak yönetimsel önlemler arasında hızlandırma ve gruplara ayırma da yer almaktadır.
Hızlandırma: Bu yönteme okuma, matematik gibi aşamalı içeriğe sahip derslerde daha sıklıkla rastlanır. Birinci sınıfa erken başlatma, sınıf atlatma, ders atlatma, lise döneminde üniversiteden bazı dersler aldırma, üç ders yılında kapsanan içeriği hızlandırarak (ağırlıklı matematik derslerinde olmak üzere) iki yıla sıkıştırmak gibi çeşitli şekillerde uygulamaya konulabilir.
Gruplama: Burada amaç, benzer özellikler gösteren çocuklara birlikte çalışma olanağı sağlamak için uzun veya kısa süreli düzenlemeler oluşturmaktır. Özel okullar, özel sınıflar, normal sınıflarda oluşturulan düzey grupları, yarım gün veya geçici gruplamalar bu başlık altında sıralanabilir.
Yarım gün veya geçici gruplamalar: Amerika'da uygulanan pullout (çekilme) programlarında üstün ve yetenekli çocukların genelde haftada bir, öğleden sonra iki üç saatliğine normal sınıflardan alınarak, üstünlerin eğitimi konusunda uzman bir öğretmen veya bölge koordinatörü eğitimcinin denetiminde zenginleştirme etkinliklerine tabi tutulmaları şeklinde işlerlik gösterir. Böyle bir düzenlemeye katılan çocuklar genellikle 'kaynak odası' adı verilen bir yerde toplanırlar. Bu odaya böyle bir ad verilmesinin nedeni, o mekânda okuma ve aletlere ilişkin kaynakların olmasıdır. Bu tür sınıflarda da yaratıcılığın, yüksek düşünce becerilerinin ve kişiliğin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşılmakta, bireysel projelere önem verilmektedir. Ülkemizde sayıları hızla artan 'Bilim ve Sanat Merkezleri' buna benzer bir uygulamaya örnektir. Devletimizin bu alandaki çalışmaları bir başlangıç olarak çok umut vericidir.
Yarım gün özel sınıflar: Özel sınıflar tam gün olduğu gibi, okul gününün yarısının geçirildiği sınıflar şeklinde de işlerlik gösterebilir veya geçici olarak uygulamaya konulabilir. Yine bu son grup altında verebileceğimiz bir önlem şekli olan ve "okul içinde okul" adını taşıyan düzenlemede üstün ve yetenekli çocuklar, zekâ düzeyleri normal sınırlar arasında kalan çocuklara da eğitim-öğretim hizmeti veren bir okula devam ederler. Günün bir bölümünü özel eğitim öğretmenlerinin ders verdiği özel sınıflara devam ederek, günün diğer kısmını ise normal düzeydeki arkadaşlarıyla sosyal bilgiler, beden eğitimi, müzik, resim gibi dersleri birlikte alarak geçirirler.
Yukarıda açıklanan sınıftan alma (pullout) uygulamaları, örgün eğitimde bir düzenlemeye gitmediği için, ancak parlak diyebileceğimiz öğrencilerin eğitim gereksinimlerini karşılayabilmekte, zekâ düzeyi yüksek olan öğrenciler için yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle, normal öğrencilerin de devam ettiği bir okulda bazı düzenlemelerle üstün zekâlı öğrencilerin eğitim gereksinmelerinin karşılanması en fazla kabul edilebilir önlem şeklidir.
Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü gibi, üstün bir okul öncesi çocuk bir bütün olarak ele alınmakta, gelişimin tüm yönlerini içeren bir eğitim verilmektedir. Ancak bu şekilde eğitilmiş çocuğun potansiyeli gerçekleşebilecek ve çevresinde etkin bir birey olabilecektir (Davis ve Rimm, 1989).
Erken Çocuklukta Gelişim ve Eğitimde yeni Yaklaşımlar, Yayına Hazırlyan Doç.
Dr. Müzeyyen Sevinç, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul 2003.