Erken Çocukluk Eğitiminde Üstün Yetenekli Çocuklara “Kimlikli Bebekler” Çalışmasıyla Farklı Bir Bakış: Bir Uygulama Örneği “Deha Bebek”
ÖZET
Dünyada ve ülkemizde eğitim programlarına ilişkin değişik çalışmalar uygulanmaktadır. Tümünün ortak amacı, çocuğun gelişimi ve eğitimi için en yararlı olanı sunmaktır. Bu çalışmalardan bir tanesi de, “Kimlikli Bebekler (Persona Dolls)”’dir. Erken Çocukluk Eğitiminde faydalanılan bu bebekler çocukların, kimlik ve güven duygularının gelişmesinde; toplumdaki önyargılarla mücadele etmelerinde; kendilerinden başka kişilere karşı empati ve saygıya dayalı ilişkiler kurmalarında, eğlenceli ve yenilikçi bir bakış açısı getirmektedir.Bu araştırmanın amacı, üstün yetenekli çocuklardan biri olan “Deha Bebeğin”, Kimlikli Bebekler çalışmasına uygun olarak incelenmesidir. Araştırmanın örneklem grubunu, özel bir okul öncesi eğitim kurumunda öğrenim gören 5-6 yaş grubu çocuklar oluşturmaktadır. Uygulama, 2003-2004 eğitim-öğretim yılının Temmuz ayında gerçekleşmiştir. Araştırmada, tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın uygulanması sürecinde, sohbet, tartışma ve drama çalışmalarına yer verilmiş; sonunda da bir değerlendirme yer alarak, Türkiye’de okulöncesi eğitim programlarında “Kimlikli Bebekler” çalışmasının kullanımıyla ilgili uygulama örnekleri hakkında önerilerde bulunulmuştur.
GİRİŞ
Üstün yetenekliler, zekâ bölümü sürekli olarak 120 ve daha yukarı olup da güzel sanatlar, matematik ve teknik gibi alanlarda yaşıtlarından belirgin ölçüde üstün olanlara verilen addır (Özsoy 1984, 31).
I. Özel Eğitim Konseyi’nde üstün yetenekliler, genel ve/veya özel yetenekliler açısından yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösterdiği, konunun uzmanları tarafından belirlenmiş kişilerdir, şeklinde tanımlanmıştır (MEB, 1991).Marland Raporunda üstün yetenek, aşağıdaki alanlardan birinde ya da bir kaçında yüksek performans ve başarı gösterme şeklinde tanımlanmıştır (Ersoy & Avcı, 2001, 128).
a. Genel zihinsel yetenek
b. Özel akademik yetenek
c. Yaratıcı ya da üretici düşünce yeteneği
d. Liderlik yeteneği
e. Görsel ve gösteri sanatlarında yetenek
f. Psiko-motor yetenek
Literatürde genellikle üstün yetenekli ve üstün zekâya sahip çocukların yaşamlarının ilk yıllarından itibaren gelişim aşamalarına normal gelişim standartları gösterenlere göre daha hızlı ulaştıkları vurgulanmaktadır. Ancak üstün yeteneklilik tiplerine göre, bu hızlı ilerleme özelliği değişebilir, özel bir alanda yetenekli olan çocuğun tüm gelişim alanlarında hızlı olması beklenmemelidir. Örneğin, görsel sanatlar alanında üstün yetenekli olan çocuk sadece bu alanda yaşıtlarından, üstün
olma özelliği göstermekle birlikte, diğer gelişim alanlarında standart gelişim ritmi izleyebilir (Ersoy & Avcı, 2001, 129). Dolayısıyla öncelikle üstün zekâ ve yeteneğe sahip çocukların tespit edilmesi ve yetenek alanlarının belirlenmesi gerekir.Eğer çocuktaki yetenek düzeyi olağanın çok çok üstündeyse, tanımlamak oldukça kolaydır. Herhangi türden bir ölçüm yapılmadan çocuğun kabataslak yeteneği hakkında bir şeyler söylenebilir. Örneğin, çocuk üç yaşındayken temel dört işlemi yapabiliyorsa, dört yaşından önce kendiliğinde okumaya başladıysa, bu çocuğun üstün zekâlı olduğunu ölçüm yapmaksızın söyleyebiliriz. Buna benzer olarak,üç yaşında her türlü müzik aletini çalabilen ya da olağanüstü resim yapabilen bir çocukta da olağanüstü müzik ve resim yeteneği bulunduğu apaçık ortadadır. Bu türden çocuklar okul sistemi içinde kolaylıkla tanınır. Bunlara uygulanacak ölçümler tanılamadan çok yeteneği kanıtlama biçiminde olacaktır. Üstün zekâlıların bir bölümü ise gerek ana-babaları gerekse öğretmenlerince kolaylıkla fark edilemez ya da yanlış yorumlanabilirler.
Yapılan araştırmalar böylesi çocukların bazılarının belirli alanlarda üstün başarı, diğerlerinde ise düşük başarı göster diklerini ortaya koymaktadır. Bunlar çoğunlukla öğretmenleri ve arkadaşlarınca mantık dışı davranan ya da acayip fikirleri olan kişiler olarak görülebilirler ( Ataman )
Üstün yetenekli çocukların ileride önemli roller oynayacak yetişkinler haline getirilebilmesi için öncelikle onların erkenden bulunması ve doğru tanı konulması gerekmektedir. Bu çocukların bazıları üstün gelişimleri ve başarıları ile kendilerini daha kolay tanınabilir hale getirmektedir. Fakat, bazılarının yetenekleri çeşitli nedenlerden ötürü gizli kalmaktadır. Gerçekten üstün olan yeteneklerini bir türlü ortaya koyamamışlardır. Her toplumun her kuşağında böyle gizli kalmış, keşfedilmeden eriyip gitmiş pek çok yetenekli birey bulunmaktadır. Sosyal, ekonomik ve kültürel düzeyi düşük ailelerde, azınlık gruplarında, okula gidememiş ya da çok erken ayrılmak zorunda kalmış olanlarda üstün yeteneklerin fark edilmesi daha güç olmaktadır. Hatta okula devam edenler arasında farkına varılmayıp tersine kanılarla damgalanmış, gerçek yetenekleri sonradan ortaya çıkmış olanlar bulunmaktadır. Galton, Churchil, Edison bu gruba verilebilecek en önemli örneklerdendir. Bu bakımdan üstün yeteneklilerin seçimi önemli bir konu olmaktadır (Özsoy ve diğerleri, 1989, 144-171). Her 100 çocuktan en az ikisinin üstün yeteneklere ve hünerlere sahip olduğu bilinmektedir. Eflatun, bu çocukları“Altın Çocuklar” diye adlandırmıştır.
Üstün yetenekli çocukların en önemli özelliği, öğrenme hızlarıdır. Bu tür çocuklar, diğerlerine göre daha erken yasta konuşma, okuma ve yazmayı öğrenirler. Doymak bilmez meraklarıyla sürekli yeni şeyler öğrenme azmi taşırlar. Eğer anne babaları, öğretmenleri ve arkadaşları, bu çocuklara gerekli alakayı gösterir, sabırla onları dinler ve motive ederlerse, kendilerinden beklenen performansı gösterirler. Aksi takdirde ilgisizlik, hor görülme ve baskı gibi sebepler yüzünden yetenekleri körelir.
Üstün Yetenekli Çocukların Olumlu Özellikleri;
1. Hızlı ve kolay öğrenirler. Muhakeme ve problem çözme yetenekleri gelişmiştir.intikal süratleri fazla, idrakleri derindir. ilgi ve dikkat süreleri uzundur. Hafızaları güçlü olduğu için önemli detay, kavram ve prensipleri unutmazlar.
2. Hayalleri güçlüdür. Sanat dallarında orijinal eserler verirler. Ritim ve hareket kontrolleri gelişmiştir.
3. Merakları üst seviyededir. Çok fazla soru sorarlar. Farklı farklı konularla ilgilenirler.insana, hayata ve kainata yakın bir alaka duyarlar.
4. Gözlemleme güçleri fazladır. Esnek ve sıradışı düşünürler. Meseleleri farklı perspektiflerden ele alırlar. Mülahaza daireleri her zaman açıktır. Yeni fikirle re kapalı kalmazlar. Hemen her an öğrenmeye hazır haldedirler. Gelişmelere rahatlıkla ayak uydurabilirler.
5. Meseleleri sorgular, net bir şekilde düşünür, ilişkileri fark ederler.
6. Yetişkinlerle kurdukları iletişimde oldukça olgun bir karakter sergilerler.
7. Çoğu zaman genellemeler yapar ve bunları yeni durumlara tatbik ederler.
8. Kelime hazineleri çok zengindir. Kelimeleri kolaylıkla ve yerinde kullanırlar.
9. Matematiksel düşünme yetenekleri gelişmiştir.
10. Okumayı çok severler. Yaşıtlarının seviyelerinin üzerindeki eserleri rahatlıkla mütalaa edebilirler.
11. Talimatları kolaylıkla yerine getirirler.
12. ince bir espri anlayışları vardır.
13. Nesne, kelime veya fikirleri yeni ortamlarda kullanırlar.
14. En iyi olmak için büyük bir istek duyarlar. Kendileri için tespit ettikleri standartlar oldukça yüksektir.
15. Sağduyu ve pratik bilgilerden yararlanırlar.
16. Çoğu faaliyette lider konumundadırlar. Başkalarının sistem ve fikirlerini hemen
kabul etmezler. Genellikle kendilerine danışılır. Karar verme esnasında aranılırlar (http://www.milliyet.com.tr.)
Üstün Yetenekli Çocukların Olumsuz Özellikleri ise;
1. Rutin ödevlerden çabuk sıkılırlar.
2. işleri kendi bildikleri gibi yapmak isterler.
3. Sınıfta çok fazla dikkat çekebilirler.
4. Başkalarının göremediği ilişkileri görebilir ve dersin çoğunu sadece bu konuda tartışmaya ayırmak isteyebilirler.
5. Bazen bir projeyi bitirip diğerine başlamayı istemeyebilirler.
6. Ara sıra hayallere dalarlar ve dikkatleri dağılır.
7. Diğer öğrencilerin “sönük” kalmalarına sebep olabilirler.
8. Kendilerine çok da faydalı olmayan eserlere gereğinden fazla zaman harcayabilirler.
9. Yersiz espriler yapabilirler.
10. Bazen gereğinden fazla yenilikçi olabilirler.
11. Başarısızlıklardan çok çabuk etkilenebilirler
12. Aşırı derecede otoriter olabilirler.
13. Başkalarının fikirlerine yeterince önem vermeyebilirler.
Bu çocuklar, genellikle kendilerini yaşıtlarıyla aynı seviyede görmezler. Bir kısmı tecrit edilmişlik veya bir köşeye itilmişlik hissine kapılırlar. içine kapanıklıkları sebebiyle arkadaş sayıları birkaçı geçmeyebilir. Okullardaki dersler onları sıkabilir.Bunlardan bazıları, yaşıtlarıyla birlikte olabilmek için yeteri kadar başarılı olmak istemeyebilir. Eğer duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir, hatta suça meyilli hale gelebilirler. “Üstün yetenekli çocuklar bir hazinedir.
Üstün yetenekli çocuklar bir felakettir.” Hong Kong’da düzenlenen ‘Üstün Yetenekli Çocuklar Eğitim Konferansı’nda bu iki cümle sık sık yinelenmiştir (http://www.egitim.aku.edu.tr). Nedeni ise bu çocukların uygun eğitim almaları halinde yalnızca ülkeleri için değil tüm dünya için yarar sağlanacağı, aksi takdirde ise “problem” olacaklarının vurgulamasıdır.Üstün yetenekli bir çocuğun yetişmesindeki kilit nokta saygıdır; farklılığına saygı, fikirlerine saygı, hayallerine saygı... Bu çocukların erken yaşlardan itibaren yeteneklerinin gelişmesi ve yeşermesi için özel programlar ve değişik uygulamalar hazırlanmalıdır. işte “Kimlikli Bebekler” (Persona Dolls), çocukların duygularını ifade etmeleri, diğer kişilerin hissettiklerini anlamaları, farklı kimliklerdeki ve özelliklerdeki insanlara saygı göstermeleri için Amerika, Avustralya, Güney Afrika ve ingiltere gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde kullanılan bir uygulamadır. Erken Çocukluk eğitiminde 1.5 yaşından itibaren kullanılması uygun olan bu bebekler çocukların, kimlik ve güven duygularının gelişmesinde, toplumdaki önyargılarla mücadele etmelerinde, kendilerinden başka kişilere karşı empati ve saygıya dayalı ilişkiler kurmalarında, eğlenceli ve yenilikçi bir bakış açısı getirmektedir (Van Keulen, 1997).
Louise-Derman Sparks (1989), hazırladığı “Önyargılara Yönelik Eğitim Programı”nda, her çocuğun tek ve eşsiz olduğunu belirterek, özellikle öğretmenlerin,çocukların sahip oldukları kültür ve kimliklerine karşı saygı duymaları gerektiğini; ayrıca, sınıflarındaki çocukların aile yapıları, dil, din, öğretme stilleri, zekâ (üstün zekâ, zekâ geriliği, vb.), yetenek (üstün yetenek, vb.) alanlardaki birbirleri arasında yaşanan farklılıkların özel olduğunu hissetmelerini sağlamaları gerektiğini vurgulamıştır.
Kimlikli Bebeklerin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
a. Kimlikli Bebekler, çocukları, kendileri ve geldikleri kültür hakkında iyi şeyler hissetmeleri yönünde cesaretlendirirken, farklı kültürlerden gelen çocuklara ve kültürlerine saygı duymayı öğretir b. Kimlikli Bebekler çocukların önyargıya yönelik davranışlarını engelleyerek, çeşitli problem çözme becerileri ve alternatif stratejiler geliştirmelerini sağlar.
c. Bir Kimlikli bebek hakkında yaratılan hikaye, çocukların daha önceden öğrenmiş oldukları önyargıların ortadan kaldırılması yönünde olumlu bir etki yaratmaktadır.
d. Kimlikli Bebekler, çocukların eşitlik, adalet vb. konulardaki duyarlılıklarını ve anlayışlarını arttırmayı amaçlar.
e. Çocukların hikayelerden zevk almalarını ve aktif olarak meşgul olmalarını sağlar.
f. Güçlü ve pozitif kimlik geliştirerek, kendileri hakkında iyi duygular beslemelerine yardımcı olur.
g. Bir Kimlikli Bebeğin hikayesi anlatılırken çocuklar, kendi yaşantıları ile bağlantı kurarlar; kim oldukları, kimlikleri, tutumları, nereden geldikleri hakkında güçlü bir farkındalık geliştirirler (Brown, 2001).
YÖNTEM
Bu araştırmanın amacı, üstün yetenekli çocuklardan biri olan “Deha Bebeğin”, Kimlikli Bebekler çalışmasına uygun olarak sınıf ortamında incelenmesidir.Araştırmanın örneklem grubunu, özel bir okul öncesi eğitim kurumunda öğrenim gören 5-6 yaş grubu çocuklar oluşturmuştur. Uygulama, 2003-2004 eğitim öğretim yılının Temmuz ayında gerçekleşmiştir.Araştırma, “Kimlikli Bebekler” uygulamasının kullanılmasına yönelik olduğu için Tarama Modeline uygunluk göstermektedir. Çalışmanın uygulanması sürecinde, sohbet, soru-cevap, tartışma ve drama çalışmalarına yer verilmiş, sonunda da bir değerlendirme yer almıştır.
BULGULAR
Kimlikli Bebeklerden biri olan “Deha Bebek”, 5 yaşında olup, okul öncesi eğitim kurumuna devam etmektedir. Kendisi, üstün yetenekli bir çocuk olup, sınıfındaki diğer arkadaşlarından farklı bazı özellikler sergilemektedir. Deha Bebeğin kimliği, sınıfındaki arkadaşları ile arasında diyalog, yaşantıları, sohbet, tartışma ve drama çalışmaları beraberinde, resimlerle birlikte sunum sırasında katılımcılara aktarılarak, bulgular paylaşılacaktır.
YORUM & ÖNERİLER
Dünyada ve ülkemizde eğitim programlarına ilişkin değişik uygulamalar sürdürülmektedir.Tümünün ortak amacı, çocuğun gelişimi ve eğitimi için en yararlı olanı sunmaktır. Bu yaklaşımlardan bir tanesi de, Kimlikli Bebekler uygulamasıdır. Erken Çocukluk Döneminde Kimlikli Bebekler uygulaması, üstün yetenekli çocuklarla olduğu gibi, farklı kültür, ırk ve etnik gruplardan gelen, farklı cinsiyetlerdeki, anne-babası boşanmış, üvey anne-baba ile birlikte yaşayan, herhangi bir engel grubuna giren vb. özelliklere sahip çocuklarla da değişik etkinliklerle ele alınıp okul öncesi eğitim kurumlarında sınıf ortamında çalışılabilir. Bu konuda özellikle de okul öncesi eğitimi öğretmenlerine yönelik “Kimlikli Bebekler Eğitim Programları” düzenlenerek, uygulama süreci anlatılabilir. Öğretmenlerin, eğitimin ardından sınıflarındaki çocukların özelliklerini dikkate alarak bu bebeklerden faydalanmaları sağlanabilir. Benzer şekilde ailelere yönelik tanıtım programları da düzenlenebilir. Ayrıca Eğitim Fakülteleri’nin ilgili Bölüm ve Ana Bilim Dallarında, özellikle çocuğu tanıma tekniklerinden biri olarak Kimlikli Bebekler öğretmen adaylarına tanıtılabilir.Yapılan araştırmalar, çocukların yaşamlarının ilk üç yılı içerisinde cinsiyet ve ırk farklılıklarını fark ettiklerini ortaya koymaktadır (Brown, 1998). Ayrıca çocuklar ilerleyen dönemlerde, fiziksel engelleri, üstün yetenek/zekâyı; renklerin öğrenilmesiyle birlikte farklı ten renklerini ayırt etmeye başlamaktadırlar. Özellikle toplumdaki önyargıların çok erken yaşlarda çocuklarda oluşmaya başladığı düşünülürse,erken çocukluk döneminin önemi ve bu dönemde çocuklara kazandırılması gereken değerler bir kez daha ortaya çıkmış olacaktır.
Üstün yetenekli çocuklar geleceğin liderleri, bilim adamları, fikir adamları ve sanatçılarıdır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de, bu çocukları erken yaşlarda tespit edip, onlara yönelik özel programlar geliştirilmeli, bu programları uygulayacak uzman ve kurumları hazırlayarak, gerekli finans kaynakları bulunmalı, globalleşen dünyada iletişimi etkili hale getiren bir ağ oluşturarak,bu sahada yapılan farklı faaliyetler takip etmeli; orijinal ve yaratıcı girişimlerde bulunulmalıdır.
KAYNAKÇA
Ataman, A. (1998). Üstün Zekâlı Çocuklara Ana-Babaları ve Öğretmenleri Nasıl Yardımcı Olabilir?, A.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 1, Ankara: Eğitim Fakültesi Yayınları,
Brown, B. (1998) Unlearning Discrimination in The Early Years. England: Trentham
Books Limited. Brown, B. (2001) Combating Discrimination. Persona Dolls in Action. USA: Trentham Books.
Derman-Sparks, L. (1989) Anti-BiasCurriculum: Tools For Empowering Young Children. Washington D.C.: National Association For The Education of Young Children.
Ersoy, Ö. & Avcı, N. (2001). Özel Eğitim, istanbul: Ya-pa Yayıncılık.
http://www.egitim.aku.edu.tr/fatalay3.doc
http://www.milliyet.com.tr/2002/10/06/pazar/paz03.html
M.E.B. (1991) I. Özel Eğitim Konseyi, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
Özsoy, Y. (1984) Üstün Yetenekli Çocuklar ve Eğitimleri, A.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi,
Cilt: 1, Sayı: 1, Eskişehir: Eğitim Fakültesi Yayınları.
Özsoy, Y., Özyürek, M. & Eripek, S. (1989) Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar, II. Baskı, Ankara: Karatepe Yayınları.
Van Keulen, Gaine (1997). Anti-Bias Training Approaches in the Early Years – A Guide for Trainers and Teachers.
Ebru Aktan KEREM
Emel KINIK