Erken Çocukluklarda Uygulanacak Farklılaşmış Eğitim Programı

Erken Çocuklukta Üstün Zekâlı Çocuklara Uygulanacak Farklılaşmış Eğitim Programı 

Erken Çocuklukta Üstün Zekâlı Çocuklara

Uygulanacak Farklılaşmış Eğitim Programı

Ümit DAVASLIGİL*

21. yüzyılda eğitimin amacı diğer kuşlakların yaptığını yineleyen bireyler yetiştirmek değil, kendilerine sunulan her şeyi olduğu gibi kabul etmeyip, incelemeyi tercih eden ve sorunlara yeni ve yaratıcı çözümler bulabilen bireyler yetiştirmektir.

Bunun gerçekleşmesi ise yeni öğrenim yöntemi ve eğitim programlarının uygulanması koşluluna bağlıdır. Üstün zekâ ve yetenekli öğrencilerin eğitiminin söz konusu olduğu durumlarda bu koşul daha da önem kazanır. Çünkü üstün çocuklar nüfusun kendine özgü özellikleri olan küçük bir kesimidir. Bu özellikleri, uygulanacak eğitim programının genel çizgiden şarklı nitelikte olmasını zorunlu kılar. Bu şarklılık aynı deneyimleri artırmanın veya normal eğitim programını zenginleştirmenin ya da hızlı geçmenin ötesinde bir şeydir.

Geleneksel eğitimde öğrenme sürecinden ziyade, öğrenme sonucunda elde edilen ürünlere daha çok ilgi gösterilir. Günümüzde geçerli olan sürece yönelik eğitimde çocukların nasıl öğrendikleri üzerinde durulur. Bu tür eğitim, materyallerin keşfedici düzeyde sunulmasını gerektirir. Keşfedici düzey, ürüne yönelik eğitimin ulaştırmaya çalıştığı noktadır. Farklılaşmış eğitime bir örnek olan sürece yönelik eğitimin ise, başlangıç noktasıdır.

Ürüne yönelik eğitim şeklini benimseyen öğretmen özellikle çocuğun öğrenme miktarı ve hızıyla ilgilidir. Bu tür eğitim örüntüsünde öğretim, tüm çocuklar için standarttır. Sürece yönelik eğitim örüntüsünde ise öğretim yöntemi ve müfredat programı her bir öğrenciye göre ayrı ayrı belirlenir. Bu durumda kendi eğilim ve yeteneklerine göre bazı öğrenciler kanıtlanmış gerçekler üzerindede çalışma fırsatı bulurken, diğerleri yeni çözüm ve uygulamaların keşfine yönelik bir çalışma içine girebilirler. Sürece yönelik bu eğitim türünde, esnekliğe önem verilmesi ve bireysel yönlendirmenin özendirilmesi, günümüz eğitiminin başlıca hedeflerinden biri olan, yaratıcı bireylerin yetişmesi için uygun bir ortam sağlar.

Yaratıcı bireylerin yetiştirilmesinde öğretim yöntemi ve eğitim programı kadar, eğitimin başlatılma yaşı da önem taşır. Torrance (1962) yaratıcı ürünlerin yaşamın ilk yıllarındaki yaratıcı atılımların desteklenmesine ve geliştirilmesine bağlı

olduğunu ileri sürerek okul öncesi eğitimin önemini vurgular..

Oktay (1983) erken eğitimin önemi konusundaki görüşlerini aşağıdaki şekilde dile getirmiştir:

“Bir çocuk kuşkusuz anne babasından aldığı kalıtımsal özelliklerle belirli bir potansiyele sahiptir. Daha ilk günlerden itibaren aldığı uyarılar ondaki potansiyel özelliklerin olumlu yönde gelişmesine yardımcı olabildikleri gibi, tam tersine

olumsuz, ters yönde bir gelişmeye de neden olabilirler. Bu nedenle ilk yaşam ortamı çocuğun gelecekte nasıl biri olacağını belirleme konusunda son derece etkilidir. (...)

Bazı hastalıklarda erken tanının yaşam kurtarması gibi, erken eğitim de toplumdaki bireylerin en iyi şekilde yetişip gelişmelerinde başlıca etkenlerden biridir.”

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı gibi, eğitime okul öncesi yıllardan başlanılması etkili eğitimin başlıca ilkelerinden birisi hâline gelmiştir.



  FACEBOOK YORUMLARI