Üstün Yetenekli Çocukların Eğitiminde Farklı Stratejiler

Hakkı KONTAŞ


Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı ve istendik değişmeler meydana getirme süreci (Ertürk, 1993) olarak tanımlanabilir. Öğretim hizmeti, okulda öğrenme ile ilgili olarak öğretime ilişkin niteliklerin ve sınıftaki öğrenme ortamının önemini açıklayabilir. Bu hizmetin niteliği, öğrenilecek olan ünitedeki ögelerin sunuluş, açıklanış ve kurgulanış biçiminin eldeki öğrencilerin öğrenmelerine en uygun gelen şekle yakınlık derecesi olarak tanımlanmaktadır (Bloom, Çev: Özçelik, 1996). Bireylere istendik davranışlar kazandırma sürecinde, bireylerin yaşantılarından yola çıkmak, eğitimin birey için daha anlamlı olmasını sağlar.


Öğrenme yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu nedenle bireylerin öğrenmeyi öğrenmeleri, onların yaşam boyu gerek duyacakları doğru bilgiyi nasıl ve hangi yollarla elde edebileceğine yol gösterir. İyi bir öğretim, öğrenciye nasıl öğreneceğini, öğrencinin kendi öğrenmesini nasıl yöneteceğini kapsar.


Sınıf içinde öğrenme-öğretme sürecinin etkili olabilmesi, uygun yöntemlerin seçimi ile doğru orantılıdır. Seçilen strateji, yöntem ve teknik öğrenciyi etkin hale getirecek ve hedefe ulaştıracak biçimde olmalıdır (Demirel, 2005).

Öğrenme, çoklu öğretim modellerinin ve araçlarının etkili bir şekilde, bir bütünlük içinde kullanımıyla gerçekleşir (Senemoğlu, 2004). Bu nedenle öğrenmeyi tek bir cümle veya tek bir kalıp içinde tanımlamak da doğru bir yaklaşım değildir. Öğrenmeyi tek bir etkene bağlamamak, öğrenmenin farklı bileşenlerinin bulunduğunu göz ardı etmemek gerekir.

Bu bağlamda öğrenme, farklı etkenlerin bir araya gelerek oluşturduğu bir uyum sürecinin sonunda gerçekleşir.

Öğretim programları genellikle ortalama yetenek düzeyine göre hazırlanmaktadır. Bireysel ihtiyaçları karşılama işlevini yerine getirememektedir. Benzeşik özellikler dışında bulunan üstün veya özel yetenekli çocuklar bu durumdan olumsuz etkilenirler.

 

Üstün yetenekli öğrencilerin öğretim programının sınırlarının ötesine geçmesini sağlamak amacıyla içeriğin, sürecin, elde edilecek ürünün ve öğrenme ortamının farklılaştırılması vurgulanmaktadır. Bunun yanında öğretim programı çerçevesinde çalışmak ve kavramlara yeni açıklamalar aramak için fırsatlar yaratılmalıdır.

Üstün yetenekli çocukların sahip olduğu özellikler, öğretme-öğrenme sürecinde onlara yönelik farklı öğrenme ortamlarının hazırlanmasını ve farklı düzenlemelerin yapılmasını gerektirir. Bu durum öğretimin zenginleştirilmesini ve buna bağlı olarak farklı özelliklere sahip bireylerin öğretimden en düzeyde yararlanmasına hizmet edecektir.


Üstün yetenekli öğrenciler göz önünde bulundurulduğunda onlar için uygulanabilecek tek bir program ve öğretim kalıbı veya formülü yoktur. Genelde iyi bir program ve öğretim, iyi bir program ve öğretimle başlar. Program ve öğretim iyi yapılandırılmış, zengin ve üst düzeyde olmalıdır (Tomlinson, 2005). İyi yapılandırılmış bir program ve öğretimden öğrencilerin tamamı hazır bulunuşluk düzeyine uygun olarak öğrenme fırsatlarını yakalamış olacaktır.


Üstün yetenekli öğrencilerin potansiyel ve performanslarını artırmak için programda çoklu yaklaşımlar kullanılmalıdır (Rogers, 2002; Tomlinson, 2002; Akt. Tomlinson, 2005). Çoklu yaklaşım anlayışı, bireysel yeteneklerin ve hazır bulunuşluk düzeylerinin farklılığını kabullenmek ve buna yönelik olarak gerekli eğitsel düzenlemeleri gerçekleştirmek olarak da düşünülebilir.

Öğretim hedefleri belirlenirken bireyin içinde bulunduğu gelişim sürecinin dikkate alınması gerekir. Üstün yetenekli öğrencilerin sahip olduğu potansiyel onlar için eğitim düzenlemelerinde dikkate alınmalıdır. Böylelikle onların sahip olduğu yetenekler ile onlara sunulan öğretim hizmeti arasında bir paralellik kurulacak, onların potansiyellerini kullanma ve geliştirme imkanı da sağlanmış olacaktır



  FACEBOOK YORUMLARI