Öğretmenlerin Sahip Olması Gereken Özellikler

Bilindiği üzere egitim ögretim sürecinde okulda öğretmenden daha önemli bir faktör olmadığı bir çok araştırmacı tarafından belirtilmiştir (Çepni & Akdeniz, 1996; Çepni, Gökdere & Küçük, 2002). Üstün yetenekli çocukların akranlarından farklı olarak bazı özelliklere sahip olmaları nedeniyle üstün yetenekli çocukların öğretmenleri de diğer öğretmenlerden farklı özelliklere sahip olmalıdırlar (Feld­husen, 1997; Gökdere & Küçük, basımda). Üstün yeteneklilerin eğitiminde kul­lanılan modeller her ne kadar öğrenci merkezli bir yaklaşıma dayalı olsalar bile, öğretmenin yükü normal eğitim kurumlarına oranla daha fazla olmaktadır (Dif- fily, 2002). Öğretmenler üstün yetenekli çocuklar için amaç belirler, değerlerin oluşumuna yardım eder, öğretim yöntem ya da stratejileri seçer ve belki de en önemlisi çocuklara örnek teşkil eder (Feldhusen & VVyman-Robinson, 1980). 


Öğretmen ve yöneticilerin, teorik yaklaşımları ve bunların sınıf içindeki so­nuçlarını bilmelerinin önemi büyüktür. Çünkü aşırı derecede iyimser ve gerçek dışı beklentiler üstün yeteneklilerin eğitiminde en az olumsuz tutumlar kadar zararlıdır. Öğretmenlerin belirli bir konuda grup dinamiği becerilerine sahip ol­maları, ileri düzeyde teknik stratejiler kullanmaları, araştırma eğiliminde olmala­rı ve bilgisayar teknolojisine ilişkin bilgilere sahip olmaları gerekmektedir (Rogers, 1989). 


Fen alanında üstün yeteneklilere ders verecek öğretmenlerin öğrenme orta­mındaki rolleri, yapılan bir çalışmada (Kampfer, Florvart, Keleinert & Kearns, 2001) şu şekilde sıralanmaktadır: Model, değer eğitimcisi, ilgi uyandırıcı ve fonk­siyonel değerlendirici. Değer eğitimcisi olarak öğretmen, öğrencinin toplumsal, kişisel ve ailesel değerleri keşfetmesine rehberlik yapan birey olmalıdır, ilgi uyan­dırıcı olarak, ilgi pırıltılarını uyarır ve geliştirir. Fonksiyonel değerlendirici rolünde öğretmen üstün yetenekli çocukların kavrayış hızını ve düzeyini, öğrenme stilini ve tercihlerini bir bütün olarak dikkate alır. Öğretmenlerin üstün yetenekli çocuk­ların bilim adamları olarak büyümelerini sağlayacak olan performansları ve per­formans düzeyleri konusunda geri bildirimde bulunması gerekmektedir.


Üstün yetenekli çocukların öğretmenlerinin, öğrenciler için model teşkil etti­ği göz önüne alındığı zaman bu öğretmenlerin sergiledikleri davranışların ve sa­hip oldukları özelliklerin öğrencilere yansımaları üzerinde durulması gerekmekte­dir. Feldhusen'in (1997) üstün yeteneklilerin öğretmenlerinde olması gereken özellikleri irdelediği çalışmasından hareketle değer eğitimi ile ilgili bazı öğretmen özellikleri seçilmiş ve öğrencinin öğretmeni bir model olarak benimsemesi duru­munda bu özelliklerin öğrenciler üzerine ne şekilde yansıyacağına ilişkin bilgiler Tablo l'de verilmiştir.

Tablo 1'de de görüldüğü gibi üstün yeteneklilerin öğretmenlerinde olması gereken özellikler eger istenirse öğretmen tarafından hem eğitim sürecinin veri­minin arttırılmasında hem de çalışkanlık, tarafsızlık ,dürüstlük, saygı, sevgi, hoş­görü, özveri gibi değerlerin öğrencilere kazandırılabilmesinde kullanılabilir.


Üstün yeteneklilerin öğretmenlerinin değer eğitimcisi rolüyle anlatılmak iste­nen, öğrencilere sıfırdan belirli davranışların kazanımını sağlamak anlamında de­ğildir. Burada öğretmenin rolü üstün yetenekli çocuklarda var olan değerlere za­rar vermeden, bir uyum problemi çıkarmadan bu değerlerin oluşumuna (değer­leri keşfetmesine) yardımcı olmaktır. Burada öğretmenin rolü oluşturmacı yakla­şımdaki öğretmen rolüne benzemektedir. 


Oluşturmacı öğrenme (constructivism) kuramı, temelde öğrencilerin mevcut bilgilerini kullanarak yeni bilgi edinmelerini, öğrenmeyi ve kendine özgü bilgi oluşturmayı hedefleyen bir öğrenme kuramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer bir deyişle de, bireylerin sahip olduğu bilgi ve deneyimlerinden elde ettiği bilgi­leri zihinlerinde yapılandırarak fikir ve düşünce üretmeleri oluşturma kavramıyla açıklanmaktadır. Bu kuramın dayandığı temel noktalar ise aşağıdaki gibi özetle­nebilir (Brooks & Brooks, 1993).

Bu yaklaşımda, bilginin öğretmen tarafından özümletilmesinden ziyade öğrencinin zihninde yeni bilginin yapılanması önemlidir. Öğrenciler bir olayı ya da kavramı kendi kendilerine keşfettiklerinde daha çok heyecan duydukları için yeni bilgiyi daha iyi hazmederler ve farklı yerlerde kullanabilirler. Dolayısıyla bu süreçte öğretmenin rolü değerleri öğrencinin keşfetmesine yardımcı olmaktır.

Bu öğrenme sürecinde öğretmenin temel işlevi, öğrencilerin aktif katılımı için yardımcı olmak ve onların önceki bilgileri ile anlamlı bağlar kurmalarını sağlamaktır. Bu temel işlevi yerine getirebilmek için öğretmen öğrenciye rehberlik eder, cesaret verir, öğrenciyi eleştirel düşünmeye teşvik eder, öğrenme esnasında analiz, sentez yapmaya yönlendirir.
Bu yaklaşımda zaman sorunu diye bir problem öğretmen tarafından hisse- dilmemeli, nitelik ön plana çıkartılmalıdır. Plân esnek olmalıdır. Plânda hedefler ve içeriğin ana teması belirlenmelidir. Ancak içeriğin öğrencilere göre değişebileceği öngörülmelidir.

Öğrencide mevcut olan potansiyel üzerine yeni değerlerin kazanımını sağlamak eger negatif değerler varsa onları yapıcı bir yöntem izleyerek düzeltmek öğretmenin temel rolleri arasında yer almalıdır. Bu süreçte oluşturmacı yaklaşımın kullanılması kazanımların daha kalıcı olmasını sağlayacaktır.

Görüldüğü gibi üstün yeteneklilerin eğitim ilkeleri ile oluşturmacı yaklaşımın temel ilkeleri arasında çok büyük oranda bir uyum söz konusudur. Bu sebeple üstün yetenekli çocukların değer eğitiminde oluşturmacı yaklaşımın esas alınması kazanımların etkililiği ve kalıcılığı açısından önem taşımaktadır. Yapılan tespitler neticesinde öğretmenin üstün yetenekli çocukların eğitim sürecinde önemli bir yere sahip olduğu ve bu öğretmenlerin normal eğitim kumullarındaki öğretmenlerden farklı olarak bazı özellik ve yeterliklere sahip olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştı. Bu süreçte oldukça önemli bir yere sahip olan öğretmenler dünyada ve ülkemizde nasıl seçilmektedir?



  FACEBOOK YORUMLARI