Hepîmizin bildiği gibi ilmin hocası merakdır. Merak da insana soru sordurtur. O zaman yerinde soru sorma ehemmiyet kazanır. Çalışmalarımızda, direkt veya indirekt gerek çalıştığımız konu üzerinde, gerekse ilgili konular üzerinde sorular sorabilmemiz, mes'eleleri doğru kritiğe tâbi tutabilmemiz, konunun anlaşılmasını sağladığı gibi, ona bağlı konulara geçişi de temin etmiş olacakdır.
Tesirli ve verimli bir çalışma veya kullanılabilir bilgi üretmek için aşağıdaki dört unsurun sorularda dikkate alınması zaruridir.
Hedef, açıklık, sıra, esneklik. Meşhur bir söz vardır. "Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, herhangi bir yol sizi her hangi bir yere götürecektir." Burada verilmek istenen mesaj, seyahatinizin hem bedeni hem de zihni yorucu, sıkıntılı, karışık, faydasız ve neticesiz olabileceğidir. Araştırmaya başlamadan önce, açık, net ve doğrultusu belli bir gayenin tesbit edilmiş olması gerekir. Güzel tanımlayabildiğiniz bir problem, sizi ve çalışmanızı hedefe doğru çekecekdir. Unutulmamalıdır ki. iyi bir hedefe rağmen yolunuzda, hesapta olmayan engel ve sürprizlerle karşılaşabilir ve görüşlerinizde zaman zaman bir ayarlama yapmak zorunda kalabilirsiniz. Bu sizin hedefinizden saptığınızı göstermez, bilakis hedefe daha kısa sürede varmanızı kolaylaştırır.
Diğer yandan siz hedefe ulaşıncaya kadar hedefde de bazı değişiklikler olabilir. Bu yüzden son çalışma ve değerlendirmenin bu çerçeve içinde yapılması zaruridir.
Mes'eleyi şu misâlle daha da netleştirebiliriz. Ortak bir hedefe doğru ilerleyen insanlar, aynı takımda oynayan oyuncular gibidirler. Bir oyuncunun hatalı bir davranışının, bütün arkadaşlarının çalışmalarım neticesiz bırakacağı mülahazasıyla, çok dikkatli hareket ve strateji takibi ve plan yapılmalıdır. Yapılabilecek bir hata yüzünden aynı takımın diğer oyuncularının tenkid edici ve moral bozucu tavırlarına muhatap olmaması da dikkate alınmalıdır ki, arızasız şekilde hedefe ulaşılabilsin.
Sorularınızda herhangi bir sıralama yoksa, cevaplarınızı düzenli almanız oldukça zordur. Soruşturan şahıs bir sorudan diğer bir somya geçerken en uygun kısa ve verimli bir yolu takip etmelidir. Sorular silsile halinde, birbirine bağlı, bir som bir öncekini tamamlar mahiyetde olmalıdır. Birbiri ile alâkasız sorular, muhataplarının kafasını daha çok yoracaktır. "Hangi yemekten hoşlanırsınız?" sorusundan sonra ''Hangi vasıtayla seyahat etmek zordur?" gibi çok alâkası olmayan bir soru hiç yerinde olmayacaktır. Muhatabın zihni yemeklerle meşgul ve müsbeti bulmaya çalışırken, bir anda; araçları, yollan ve kötü olanını seçip bulmak gibi ters bir hareket ve cevap bulmaya zorlanmış olmaktadır.
Araştırma ve soruşturmada sistematik, sıklık ve yakınlık, hususiyetle bir gündemin maddelerini görüşürken ehemmiyet kazanmaktadır.
Gündemi hazırlayan şahsın mevzuları çok iyi sıralaması, iyi bir mantık silsilesi kullanması, hem görüşmenin verimli geçmesine, hem de zamanında bitmesine yardımcı olmaktadır.
Örnek verecek olursak; bir eğitim Şirketinin aylık toplantısında, yirmi maddelik bir gündemin birinci maddesi inşaat ve bununla ilgili mes'eleler iken, ikinci maddesi idareci öğrenci münasebetleri ise buna iyi hazırlanmış bir gündem demek oldukça zordur.
Daha iyisi, gündem ana hatlarıyla 3-5 maddede toplanıp birbirine yakın konular aynı başlık altında görüşülmeli, zihinlerin konular üzerinde konsantre olmaları engellenmemeleridir. Meselâ, eğitim şirketinin gündem maddeleri; İdare ve reorganizasyon, inşaat ve maliyet, eğitim ve kalite gibi temel maddeler halinde hazırlanarak verimli bir görüşmeye vesile olunabilir.
Yukarıda belirtildiği gibi problemler hem açık ve net olarak ortaya konulmalı, hem de yerinde ve sırasında görüşme ve tartışmaya sunulmalıdırlar. Aksi takdirde çok şey görülecek, konuşulacak, ancak çok şey netice itibarıyla halledilemeyecektir.
Araştırma ve görüşmede diğer önemli bir nokta da, esnekliktir. Hazırlanan soru, görüşülecek konu; mümkün olduğu kadar esnek olmalı, orijinal ve enteresan neticeler sağlayabilecek bir yapıda bulunmalıdır. "İki kere iki dörttür" gibi kesin ve bilinen bir mevzunun zaten görüşülmesine gerek de yoktur. Haliyle, "iki kere iki beş eder" gibi bir mevzûyu da incelemeye atmak abesle iştigaldir. Diğer deyişle, mevzunun görüşülmeye ihtiyacı olması, sonuçta varılabilecek kararın faydalı ve kullanılabilir olması ve hatta yeni mevzulara ve çalışmalara kapı açabilmesidir.
Buna bağlı olarak diyebiliriz ki, hedefe götürücü ilk mevzu ve soru çok önemlidir. Orijinal olmalı, diğer gelecek soru ve mevzulara öncülük yapmalı, ne çok zor olup moral bozmalı; ne de çok basit olup dikkati dağıtmalıdır?