Üstün Yeteneklilik Üstün Zekalılık ve Hemşirelik
Hemşirelik; bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını koruyan, geliştiren ve yükselten, toplumun her kesimindeki kişilerin aklen, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan sağlığının bozulması hâlinde, tıbbın gerektirdiği bilgi ve becerilerle onların bakımını planlayan, uygulayan, takip eden ve değerlendiren diğer taraftan birey, aile ve topluma ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlık, eğitim veren bir meslektir. Hemşireliğin temel amacı, kendi temel gereksinimlerini karşılayamayan bireye yardım etmektir. Hemşirenin sağlıklı veya hasta bireye verdiği bakımda başarılı olması için insan gereksinimlerini ve bunların önceliklerini bilmesi gerekmektedir. Ancak hangi gereksinimin önemli olduğu ve hemen karşılanması gerektiğinin bireye özgü olduğu da unutulmamalıdır. Hemşirelik bakımının etkinliği hemşirenin insanı bir bütün olarak ele alması ve bütün yönleriyle tanıması oranında artmaktadır. Toplumdaki bireylerin gereksinimlerini karşılamak üzere önlemler almak, ailelere eğitimler vermek hemşirenin sorumluluğudur.
Hemşireler rol ve sorumluluklarını yerine getirirken pek çok özel durumda olan gruplarla da karşı karşıya kalabilmektedir. Üstün yetenekli çocuklar ve aileleri bu özel gruplardan bazılarıdır. Engelli, otistik çocukların bakım ve yaklaşımında olduğu gibi, tanılanmasından çocukların ve ailelerinin eğitimlerinin planlanmasına kadar özel itina gerektirir. Hemşireler, yaşıtlarına nazaran üstün zekâlı yetenekli özelliklerini gösteren çocuklarla karşılaştığında, aileleri tanılanması konusunda rehberlik ve danışmanlık yaparak RAM, BİLSEM vb. kurumlara yönlendirmelidir. Çocuğun ve ailenin bu duruma uyumunda yardımcı olmalı, sürekli olarak profesyonel destek almaları konusunda eğitim vermelidir. Çünkü bazı aileler çocuklarının yaşıtlarına nazaran farklı özellikler göstermesini normal karşılarken, bazı aileler de abartarak çocuğun tamamen ailedeki kontrolü ele geçirmesine izin verebilmektedir. Her iki durumda da çocuk ve aile bu süreçten olumsuz etkilenmekte, çocuğun potansiyeli doğrultusunda eğitim alması sağlanamamaktadır. Bu konuda özellikle okulda, Aile Sağlığı merkezleri ve çocuk kliniklerinde çalışan hemşirelere çok büyük sorumluluklar düşmektedir.
Literatür incelendiğinde, üstün yetenekli çocuklarla ilgili yapılan araştırma sonuçlarının önemli bir kısmının, bu bireylerin benlik saygısı üzerinde olduğu görülmektedir. Bu çocuklara ve ailelerine yönelik olarak Abraham Maslow, Virgina Henderson gibi kuramcıların yaklaşımlarından yararlanılabilir. Hümanistik, bütüncül yaklaşımı ve temel insan gereksinimlerini temel alan Maslow’un kuramında “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” ne göre, insanın en temel ihtiyaçlarının asgari düzeyde karşılandıktan sonra, piramidin en üst basamağında yer alan “kendini gerçekleştirme” basamağında, kişinin sahip olduğu potansiyeli ve yeteneklerini açığa çıkarmak için duyduğu ihtiyaçtan bahsedilmektedir. Bu çocukların kendi yetenekleri doğrultusunda gereksinim duydukları eğitimi aldıklarında, kendilerini gerçekleştirdiklerinde daha mutlu ve sağlıklı bir birey olma yolunda ilerlemeleri sağlanabilir. Henderson’un hemşirelik tanımının en büyük kuramsal kaynağı temel insan gereksinimleridir. Maslow’un kuramı ile Henderson’un hemşirelik bakımı bileşenleri arasındaki ilişkide, Henderson’un da fizyolojik ve güvenlik gereksinimlerine öncelik verdiği görülmektedir. Kendini gerçekleştirme ve üretme fırsatını bulamayan çocuklar kendisine, ailesine, hatta topluma zarar bile verebilir.
Tüm bunlardan yola çıkarak; üstün yetenekli çocukların tanılanması ve gereksinimlerinin karşılanmasında yolu kesişen pediatri hemşirelerinden öğretmenlere, hekimlere kadar pek çok meslek grubu, multidisipliner bir yaklaşımla üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olarak iş birliği içinde hareket etmelidir.
Unutmayalım ki; “Her çocuk özeldir”.